Ankara’nın Perihan Ablası
Dr. Ayşe Uğurlu
ATO Yönetim Kurulu Üyesi
Ankara’daki meslek örgütleri ve sendikaların yakından tanıdığı bir insandı Perihan Pulat. Ne zaman bir eylem olsa evinde hazırladığı o günkü eyleme uygun dövizleri kucaklayıp erkenden gelirdi. Herkesi tanırdı. Herkes onu tanırdı. Başında yazması, kendine has gülümsemesi, otantik kıyafetleri ile dikkat çekerdi. Onun için; eylemin ne ile ilgili olduğunun bir önemi yoktu. 1 Mayıslar, 10 Ekim katliamı, sendika, çevre, iş cinayetleri, KHK’larla işini kaybedenlerin eylemleri olsun nerede haksızlığa uğrayan birileri olsa o hep onların yanındaydı. Eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesi üzerine kurmuştu hayatını.
Vücudu çelimsiz ve güçsüz, iradesi çelikten bu küçük kadını ilk kez Ankara Tabip Odasının bir genel kurulunda görmüştüm. Seçim hazırlıklarını sahiplenmiş canla başla yardım ediyordu. İlk bakışta insanların dudaklarında müstehzi bir gülümsemeye yol açan hafif kaçık görünümünün altında neşeli, nazik, umutlu ve güçlü bir kadın olduğunu onu tanıdıkça anlardınız.
Perihan Abla emekli Sayıştay hakimiydi, eşi genç yaşta ağır bir hastalığa yakalanmış, yıllarca ona bakmıştı. Belki de bu direngenliğinin altında yaşadığı o zor günler yatıyordu.
İdeolojik anlamda bir aidiyeti yoktu. Behice Boran’ın yol arkadaşı olduğunu söyler, yakasından rozetini eksik etmezdi
Telefon kullanmazdı. Ama tüm eylemlerden haberi olurdu.
Toplu taşımada 65 yaş üzeri ücretsiz kart kullanmazdı. Yurttaşlık bilincinin vücut bulmuş haliydi.
Ruh olarak tüm aşırılıklardan kurtulmuş, belki de hayat mottosunu ezilen, haksızlığa uğrayan insanların omuzdaşı olmak üzerine kurmuş, hatta kendisini adamıştı.
Çok konuşmazdı. Kimseye bilgiçlik taslamazdı. Her şeyi bilen ve çok konuşan insanlarla sarılı dünyamızda hiç kimseye bir şey öğretmeye kalkışmadı.
Yüksel Caddesi eylemlerinin vazgeçilmez elemanıydı.
Eylemlerde polis müdahalesi ile defalarca yerlerde sürüklendi ve gözaltına alındı. Ankara polisi onun direngen bedeni ve ruhundan hep korktu. Bir polisin "Sen daha ölmedin mi!" demesi üzerine "karar verdim 100 yaşına kadar yaşayacağım" dediğini gülerek anlatırdı.
Bir eylemde polis şefinin “süpürün” talimatına “biz çöp müyüz ki süpürüyorsunuz?” diyecek kadar naif bir insandı.
Perihan Abla’nın en son 1 Mayıs 2018 tarihinde Yüksel Caddesinde Mimarlar Odasının güvenlik kameralarına yansıyan polisler tarafından darp edilip yere fırlatıldığı görüntüleri içimiz yanarak izledik.
Perihan Abla bu olaydan sonra toparlanamadı. Uzunca bir süre tedavi gördü.2 Mart 2021 tarihinde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Perihan Abla yaşarken varlığını hissetmediğimiz, ölünce içimizde büyük bir boşluk bırakan insanlardan biriydi. Bundan sonra onun mücadeleci ruhu hep yanı başımızda olacak. Ankara sokaklarında demokratik mücadelesini sürdüren herkes onu bir şekilde yanında hissedecek.
Güle güle Perihan Abla güle güle. Seni hep hatırlayacağız…..