Aşı tartışmaları
Pandemi sürecinin en tartışmalı konularından olan aşılama çalışmaları ile ilgili hem Türk Tabipleri Birliği hem Ankara Tabip Odası yaptıkları açıklamalar ile sürecin nasıl yürütülmesi gerektiğine ilişkin görüşlerini paylaştı.
Hekim Postası
Sağlık Bakanlığı, Aralık ayı içerisinde 50 milyon adet olarak temin edeceği aşının Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu onayından sonra toplumda uygulayacağını bildirdi. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun 2 Aralık’ta yaptığı toplantı sonrası aşılar ve ülkedeki aşılama süreçleri ile ilgili yapılan açıklamaya rağmen kamuoyunda süren belirsizlik karşısında TTB bir açıklama yaptı.
8 Aralık’ta yapılan açıklamada pandemi döneminde şeffaf olmayan Sağlık Bakanlığı’nın, en azından aşı uygulamalarında şeffaf olması gerektiği vurgulandı.
TTB, aşının, ne kadar sürede, kaç doz, öncelikle kimlere yapılacağı; aşılama ile ilgili programlarının olup olmadığının toplumla hızla paylaşılmasını istedi. Yaptığı açıklamada TTB, aşının salgınla mücadelede toplumun tüm kesimlerinin ulaşabileceği bir hak olduğunun unutulmaması , sürecin influenza aşısında olduğu gibi kötü yönetilmemesi gerektiğini kaydetti.
Acil Kullanım Onayı ile ilgili görüşler
Resmi Gazete’de 18 Aralık’ta yayımlanan “Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile aşılar için Acil Kullanım Onayı düzenlendi. Değişiklik ile etkililik, güvenlilik ve kalite ile ilgili kapsamlı verilerin henüz sağlanamadığı aşılar için bu veriler sağlanıncaya kadar Acil Kullanım Onayı (AKO) verilmesine ilişkin düzenleme konusunda TTB, düzenlemeyi hassas ve önemli bulduğunu belirtirken AKO’nun aslında bir ruhsat olmadığını vurguladı.
TTB, düzenleme ile ilgili çekincelerini ve onay verilmesi için bir aşıda mutlaka sağlanması gereken unsurları şu şekilde sıraladı: Aşının Faz1, Faz2 ve Faz3 çalışmaları bilimsel rapor olarak kamunun erişebileceği biçimde yayınlanmış olmalı, bu raporlarda aşının “güvenli” ve “etkili” olduğu kanıtlanmış olmalı, Bilim Kurulu tarafından değerlendirilmişse sonuç kamuoyuyla paylaşılmalı, aşı ile ilgili üretim sürecinin kalite güvencesi de dahil olmak üzere tüm bilgi ve veriler Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu’na verilmiş olmalı, zamanın dar olması ya da aciliyet gibi gerekçelerle olağan incelemeler göz ardı edilmemeli ve her koşulda yapılmalı, AKO vermek üzere konunun uzmanı ve hiçbir çıkar çatışması söz konusu olmayan bilim insanlarından bir kurul kurulmalı, karar süreci öncesinde Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından tüm bilgi ve veriler kamuoyuna açıklanmalı
Aşılamada kamu özel ayrımı olmamalı
ATO, sağlık çalışanları için yapılacak aşılama çalışmasının sadece kamu ile sınırlı kalmaması için İl Sağlık Müdürlüğü’ne yazılı başvuruda bulundu. 8 Aralık tarihli yazıda devam eden pandemi mücadelesinde sağlık çalışanlarının olağanüstü çaba ve özveri ile yer aldıkları, bu süreçte gerek influenza gerekse Covid 19 hastalığına karşı yapılacak aşılamada kamuda görev alan sağlık emekçilerine öncelik tanınmasının değerli olduğu konusunda fikir beyan edildi. Ancak bu önceliğin hizmet verdiği nüfusun büyüklüğü ve özellikleri nedeniyle işyeri-okul hekimleri ile kurum hekimleri başta olmak üzere özel hastane, tıp merkezi ve diğer sağlık kuruluşlarında çalışan hekimler ve diğer sağlık çalışanlarına da tanınmasının önemli ve gerekli olduğu görüşü paylaşıldı.
Aşı tedarikinde sıkıntı
Ankara Tabip Odası 18 Aralık’ta “Birinci Basamakta Bağışıklama Hizmetleri Hakkında Talep ve Görüşlerini” kamuoyuyla paylaştı.
Pandemi ile birlikte aşı yoluyla bağışıklama ve bulaşıcı hastalıklardan korunmanın halk sağlığı açısından öneminin daha da görünür olduğu belirtildi. Pandeminin yarattığı zorluğa karşın ASM’lerde bağışıklama hizmetinin sürdüğü belirtilen açıklamada özellikle pnömokok ve su çiçeği aşısı tedarikinde aksamalar yaşandığı, bazı aylarda talep edilenin yüzde 10’u oranında aşının karşılandığı, bu aksaklıklara karşın aile hekimlerinden bir ay içinde okul aşılarını tamamlaması beklendiği kaydedildi.
Benzer şekilde aile hekimlerine İl Sağlık Müdürlüğünce mevsimlik grip aşısı tedarik edilmeden 18 Aralık’ta aşılanacak nüfusa mesaj yolu ile bilgilendirme yapıldığını belirten ATO, bu durumun hem gereksiz yere sağlık merkezine başvurunun bulaş riskini artırabileceği , hem de talepler karşılanamayacağı için sağlıkta şiddete yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. ATO, tüm bu mağduriyetlerin yaşanmaması için Ankara ili sağlık otoritelerine ASM’lerin fiziki koşullarının güçlendirilmesi, ve ASM’lerde sağlık hizmeti üreten sağlık çalışanları ile koordineli şekilde bir program hazırladıktan sonra kamuoyuna bildirilmesi çağrısı yaptı.