Asistan Hekimlerin Yanındayız, Haklarımıza Birlikte Sahip Çıkalım!
ATO Hukuk Bürosu asistan hekimlere yönelik keyfi fazla çalıştırma ve nöbet uygulamalarına dair bir bilgilendirme notu yayımlayarak hem Bakanlığın genelgesini değerlendirdi hem de asistan hekimlere hak arayışlarının yasal dayanağı ile ilgili bilgi verdi.
Hekim Postası
ATO Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada keyfi fazla çalıştırma ve nöbet uygulamalarının çalışma barışını bozduğu, sağlık hizmeti sunumunu olumsuz yönde etkilediği ve hem hekimler hem sağlık hizmeti alanlar açısından ciddi mağduriyetlere yol açtığı belirtildi.
Dr. Rümeysa Beril Şen’in nöbet sonrası geçirdiği kazada hayatını kaybetmesinin ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzası ile 81 il valiliğine gönderilen genelgeyi de değerlendiren hukuk bürosu söz konusu genelgenin kimi basın yayın organlarında yansıtıldığı şekliyle keyfi fazla çalıştırma ve nöbet uygulamalarına karşı yeni bir çalışma rejimini yaşama geçirmediğini ifade etti.
Söz konusu genelgede Bakanlığın; zaten öteden beri yürürlükte olan kimi mevzuat hükümlerine atıf yaptığını belirten ATO Hukuk Bürosu, bu genelgenin mevcut hukuk kurallarına aykırı, süreklilik taşıyan bir keyfi uygulamanın itirafı olduğunu kaydetti.
ATO Hukuk Bürosu’nun yazısında “Bir hukuk devletinde, idarenin öncelikli ve doğal görevi, hukuku nihayet hatırlaması ve hatırlatması değil; varlığı tespit edilen mevcut bir hukuksuzluğa karşı ivedilikle gereğini yapmasıdır. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu derhal harekete geçmeli, bakanlık müfettişleri tarafından ülke genelindeki kamu sağlık kurumları idarecileri nezdinde soruşturmalara başlanmalı, anılan mevcut hukuk kurallarına aykırı iş ve işlemlerde buluna gelmiş, hekimlerimize mevzuata ve hizmet gereklerine aykırı biçimde keyfi fazla çalışma ve nöbet dayatmasını yaşama geçirmiş sıralı amirler hakkında idari yaptırımlar ivedilikle yaşama geçirilmeli, şüphesiz idarecilik görevlerinden de azledilmelidirler. Söz konusu hukuka aykırı keyfi uygulamaların aynı zamanda kamu sağlık kuruluşundaki sıralı amirler şahsında, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257’inci maddesinde yer bulan “görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal” suçunu oluşturduğu da dikkate alınarak, yine bakanlık müfettişleri tarafından tesis edilecek tevdi raporları ve soruşturma izinleri devamında, haklarında Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurularında bulunulmalıdır.” ifadelerine yer verildi.
Asistanlar hak temelli hukuki metinleri okumalı
Hukuk Bürosu asistan hekimlere özellikle “Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği” ile “Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği” gibi hak temelli hukuki metinler konusunda yeterli bilgi sahibi olmalarını, bu hukuki normatif metinleri okumalarını önerdi. Bu önerinin yanı sıra söz konusu mevzuat hükümleri ile anılan bakanlık yazısındaki gereklere aykırı uygulamalar hayata geçirildiği takdirde her türlü keyfi emir ve talebin kendilerine yazı ile tebliğinde ısrarcı olmalarını, maruz kaldıkları keyfi uygulamalar karşısında itiraz, üst amire şikayet ve gereğinde dava açma haklarını etkin bir biçimde kullanmaları tavsiyesinde bulundu. Ayrıca amir konumundaki meslektaşlarından gelecek haksız saldırı ve baskılara karşı gerek 657 sayılı kanunun 125. Maddesindeki disiplin hükümleri gerek Tıbbi Deontoloji Tüzüğü ve TTB Disiplin Yönetmeliği hükümleri kapsamında şikayet ve hak arayışında bulunabilecekleri ATO Hukuk Bürosu tarafından asistan hekimlere hatırlatıldı.