ATO'dan

Paylaş:

ATO Yönetim Kurulu

Ankara Tabip Odası olarak hem meslektaşlarımızı hem halk sağlığını ilgilendiren konularda yaptığımız çalışmalar ile yoğun bir süreci geride bıraktık. Bu süreçte başta çıkarılan kanun ve yönetmelikler kapsamında ortaya çıkan adaletsizliklerin ortadan kaldırılması için çalışmalarımızı sürdürdük.

 Bilindiği gibi intörn maaşlarına ilişkin düzenleme 9 Kasım 2022 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdi. “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 9. maddesinde belirtildiği şekliyle, tıp fakültelerinin 6. sınıfı ile diş hekimliği fakültelerinin 5. sınıfında okuyan intörn hekimlere 12 ay süreyle her ay asgari ücret düzeyinde (5.500 TL) ödeme yapılacak. Ancak her kanun ve yönetmelikte olduğu gibi bütünü kapsamayan, ayrımcılık içeren bir kanun olarak çıktı. Kanun vakıf üniversitesinde okuyan intörn hekimlerin maaşını eski düzeyinde koruyarak (1.568 TL) bu tutarın üzerinde ödeme yapmayı mütevelli heyetinin inisiyatifine bırakıyor. Okul için ayrıca ücret ödeyen vakıf üniversitesindeki intörn hekimlerimize yönelik bu ayrımcılığın kaldırılmasını, kamu- vakıf ayrımı olmadan bütün intörn hekimlerimizin maaşının kamu bütçesinden ödenmesini talep ediyoruz.

Benzer şekilde, asistan hekimlerin de ücretlerinde iyileşme sağlayan, Sağlık Bakanlığı ek ödeme yönetmeliği ile sonrasında YÖK tarafından çıkarılan yönetmeliğin, aynı eğitimi alan ve aynı işi yapan vakıf üniversitesi asistanlarını da kapsamasını, nihayetinde sayfa sayfa yönetmelik çıkarma yerine “tek maaş” uygulamasına geçilmesinin gerekliliğini bir kez daha ifade ediyoruz.

*

Daha önce de maaş ödemelerinde aksamaların yaşandığı Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi asistan hekimleri ve sağlık çalışanlarının 18 Kasım’da yaptıkları protesto eylemine Ankara Tabip Odası olarak destek verdik, akabinde sorunun çözümü için mütevelli heyetiyle görüşme gerçekleştirdik. Ekonomik krizin ve enflasyonun yoğun olduğu bu dönemde kamu otoritesinin zorlanan üniversitelere ve çalışanlarına destek olması gerekmektedir.

*

06.10.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Özel Hastaneler Yönetmeliği ile Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmelik” muayenehane hekimlerinin tanı ve tedavi amacı ile hastalarını özel hastanelere ve tıp merkezlerine yatırmalarını, ameliyat ve girişimsel işlem yapmalarını yeni koşullara bağlayarak neredeyse imkânsız hale getirdi. Türkiye genelinde bulunan 7000 muayenehane hekiminin 500’ü hariç anlaşma yapma hakkından yeni yönetmelik nedeniyle mahrum kalacak. 2023 başında uygulamaya girecek yönetmeliğe Türk Tabipleri Birliği yürütmeyi durdurma davası açtı. Ayrıca, Ankara Tabip Odası da dahil olmak üzere bir çok odamız meslektaşlarımızın vekaletiyle iptal davası açtı. Beklentimiz, hekim bağımsızlığına müdahale eden bu kısıtlayıcı düzenlemenin yargı tarafından iptal edilmesi.

*

Sağlık Bakanlığı tarafından kamuya açıktan hekim atamaları yapılması nedeniyle, özel sağlık hizmetlerinde görev yapan hekimlerimizin emeklilik haklarının SSK/ Emekli Sandığı bilmecesine yönelik Sosyal Güvenlik Uzmanı Güldalı Kocaoğlu’nun katıldığı çevrimiçi etkinlik gerek Ankara’dan gerekse Ankara dışından meslektaşlarımızın yoğun katılımıyla yapıldı. Sonrasında da mail ortamında sorulara cevap verildi.

*

Gıda mühendisi Dr. Bülent Şık’ın konuşmacı olarak katıldığı, Halk Sağlığı Komisyonu üyemiz Dr. Ebru Basa’nın moderatörlüğünü yaptığı “Çocuk Sağlığı ve Gıda Güvenliği” paneli Odamız toplantı salonunda gerçekleştirildi. Ülkemizde doğan her bebeğin, çocuğun temel gereksinimlerinin bir hak olarak karşılanması gerektiği, bunun sağlıklı büyüme süreci için elzem olduğu ve buraya ayrılacak kaynağın, ileride karşılaşılacak sağlık sorunlarının önlenmesi, okul ve hayat başarısı nedeniyle katbekat ( yaklaşık 7 kat) döneceği ifade edildi. Maddi geri dönüşü olmasa da bu kaynağın mutlaka ayrılması gerektiği ayrıca belirtildi.

*

Almanya’da bireysel olarak bir medya organına vermiş olduğu görüş nedeniyle hakkında soruşturma açılan TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Türkiye’ye döndükten iki gün sonra gözaltına alınıp sonrasında hukuksuz şekilde tutuklandı. Ardından TTB Merkez Konseyin görevden alınması için davaname düzenlendi ve TTB Yasasında değişiklik yapılması temelsiz şekilde gündeme getirildi. Bizler bu hukuksuzluğa karşı, geçmişte olduğu gibi “Mesleğimize, Odamıza, Birliğimize” sahip çıktığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

*

Her yıl yaptığımız Güz Okulu’muzu 29-30 Ekim tarihlerinde “Sınıf Sendika Sağlık” üst başlığıyla gerçekleştirdik. Cumhuriyet dönemi emek hareketi, sağlık ve sosyal güvenlik politikaları ile sendikal süreçlerin yer aldığı programda, önümüzdeki süreçte kamu sağlık hizmetleri konusunda yapılacaklar da tartışıldı. Gençlerin katılımı ve sunumların niteliği açısından oldukça değerli bir etkinlik oldu.

*

Bilindiği gibi 28 Eylül’de tamamlanmadan açılan Etlik Şehir Hastanesi nedeniyle kapatılması düşünülen hastanelerimizin kapatılmayacağı ve hizmete devam edeceği Sağlık Bakanı tarafından Tweet atılarak duyurulmuş ve genelge yayımlanmıştı. Ancak pratikte böyle olmadığı görüldü. Asistan hekimlerin tamamı, eğitim görevlisi ve uzmanların % 70’den fazlası Etlik Şehir Hastanesi’ne gitti. Bunun yanı sıra sözleşmeye aykırı olarak hastanelerden tıbbi cihazlar, ilaçlar, malzemeler de Etlik Şehir Hastanesi’ne götürüldü. Hastane ziyaretleri sonrası yaptığımız açıklamalarda, gelenek oluşturan, özellikle yoksul halkın kolay ulaşabildiği hastanelerin gerekli iyileştirmelerle hizmete ve eğitime devam etmesini talep ettik. İkiye bölünerek parçalanan, içi boşaltılan hastanelerde kalan hekim ve sağlık çalışanlarına terk edilmişlik duygusu yaşatan, halkın sağlık hizmetlerine ulaşmasını engelleyen bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir.

*

Türkiye, 13 Kasım’da İstanbul İstiklal Caddesi’nde altı yurttaşımızın ölümüne onlarca yurttaşımızın yaralanmasına yol açan terör saldırısıyla sarsıldı. Hepimizi derinden etkileyen, korku ortamı yaratmaya yönelik bu saldırıyı Ankara emek meslek örgütleri olarak yaptığımız basın açıklamasıyla kınadık ve teröre teslim olmayacağımızı kamuoyuna bir kez daha ifade ettik. Dileriz süreç şiddet sarmalına doğru evrilmez.

Cumhuriyetimizin 100. yılına gireceğimiz bu dönemde demokratik bir ülkede barış içinde bir yaşam umuduyla...