Barışa Darbe!

 

TTB Barışı savunduğu için suçlu bulundu. 3 Mayıs’ta Ankara’da görülen davada Mahkeme, TTB bir önceki Merkez Konseyi üyelerini hapis cezası ile cezalandırdı. Hukuk
devleti ilkeleriyle değil, siyasilerin söylemlerine göre şekillenen sürecin kronolojisini Hekim Postası için çıkardık. 

24 Ocak 2018: 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi kamuoyuna bir açıklama yaptı. Açıklamada: “Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi! ifadelerine yer verildi.”

26 Ocak 2018:

CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan partisinin il başkanları toplantısında bu açıklamayı sert sözlerle eleştirdi. Çeşitli medya grupları da açıklamada olmayan ifadeler kullanarak TTB’yi zan altında bırakma girişiminde bulundu.

29 Ocak 2018: 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında soruşturma başlatıldı.

29 Ocak 2018: 

TTB avukatları tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşme yapılarak, Savcılığın talebi halinde Merkez Konseyi üyelerinin istendiği zaman ifade için gelebilecekleri, talep edilen belge ve bilgileri savcılığa verebilecekleri bildirildi.

30 Ocak 2018:

06.30: TTB Merkez Konseyi üyesi 11 hekim sabah saat 06.30’da evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Aynı saatlerde polisler bina görevlisi ile birlikte çilingirle açarak TTB binasına girip henüz avukatlar gelmeden arama yapmaya başladı. TTB avukatları aramaya daha sonra nezaret edebildiler.

14.00:  Sabah 06.30’da başlayan gözaltı işlemi saat 14.00 civarında 11 Merkez Konseyi üyesi için tamamlandı, Ankara dışında ikamet eden 7 üyenin Ankara’ya getirileceği öğrenildi. Aynı saatlerde binada yapılan arama sona erdi. Aramanın sonlandırılmasıyla, saat 14.00’ü takiben bina önünde bekleyen çok sayıda hekim ve dayanışma amacıyla gelen kurum temsilcileri içeri girdiler.

Türk Tabipleri Birliğine uluslararası hekim örgütlerinden destek mesajları yağdı

*Dünya Tabipler Birliği (WMA) TTB yöneticilerinin gözaltına alınmalarına ilişkin derin kaygılarını belirten bir açıklama yaptı. Açıklamada ‘WMA, Türk meslektaşlarımızın savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu yönünde kamuoyuna yaptıkları açıklamayı tam olarak desteklemektedir. Doktorların ve ulusal tabip kuruluşlarının savaşın ve silahlı çatışmaların yol açacağı insani sonuçlar
konusunda hükümetleri uyarma görevi WMA’nın açık politikasının bir parçasıdır.” ifadelerine yer verildi.

Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME) tarafından  yapılan basın açıklamasında da TTB yöneticilerinin gözaltına alınması, fiziksel şiddet tehditleri ve TTB hakkında suç duyurusunda bulunulması kınandı.

* İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Taner Gören, İstanbul Üniversitesi’ndeki görevinden 3 aylığına uzaklaştırıldı.

*TTB Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Şeyhmus Gökalp’in Diyarbakır Merkez Bankası’ndaki işine son verildi.

*Adana Seyhan 132 No’lu Aile Hekimliği Biriminde aile hekimi olarak görev yapan TTB Merkez Konseyi Üyesi  Dr. Dursun Yaşar Ulutaş’ın sözleşmesi askıya alındı.

31 Ocak 2018: 

Gözaltılar British Medical Journal’a (BMJ) konu oldu.  Dergide, Julian Sheather imzasıyla yer alan yazıda, hekim birliğinin silahlı çatışmanın halk sağlığı açısından doğuracağı sonuçlara dikkat
çekmesinin hiçbir biçimde suç olarak görünmediği, buna karşın Türkiye’de durumun farklı olduğu belirtilerek, “Türkiye kendi hekimlerine saldırıyor” denildi. Yazıda, dünya hekimlerinin konuya tepkili olduğu, çeşitli ülkelerin tabip birliklerinden ve önde gelen dünya sağlık örgütlerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup gönderildiği, Dünya Tabipler Birliği’nin süreci yakından takip ettiği belirtildi.

01 Şubat 2018:

*TTB Etik Kurulu, Merkez Konseyinin açıklamasının mesleki değerlerin getirdiği yükümlülükler çerçevesinde haklı ve meşru olduğunu belirtti. Meslek örgütlerinin toplum sağlığını ve mesleki değerleri korumakla görevli olduğunu hatırlattı.

* CHP ve HDP’den milletvekilleri ve parti temsilcileri, EMEP temsilcileri, DİSK, KESK, TMMOB ile bağlı sendika ve odalarının başkan, yönetici ve temsilcileri, SES, Dev-Sağlık İş, 10 Ekim Derneği, Halkevleri, Yüksel Direnişçileri, Barış Akademisyenleri, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden bir grup,  Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi temsilcileri, Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA), Taşeron İşçileri Merkezi, KESK Şubeler Platformu, SES Ankara Şube, Öğrenci Kolektifleri, ODTÜ Mezunları Derneği, İşyeri Hekimleri Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği temsilcileri bu süreçte TTB’yi ziyaret ederek destek ve dayanışma dileklerini iletenler arasında yer aldı.

*DİSK, KESK ve TMMOB yaptıkları basın açıklaması ile TTB’nin yanında olduklarını açıkladılar

* Dünyanın saygın sağlık dergisi Lancet de gözaltıları konu edindi. Yazıda Türkiye’de insan hakları ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırıların ilk kez yaşanmadığı, bununla birlikte TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmasının Türkiye’de hekimlerin güvenlik tehdidiyle karşı karşıya olduğunun açık göstergesi oluğu belirtildi.

02 Şubat 2018:

*35 Tabip Odası gazete ilanı vererek, gözaltına alınan TTB Merkez Konseyi üyelerinin serbest bırakılmasını talep ettiler.

*Dünya Tabipler Birliği (WMA), İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü (PHR), Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME), Avrupa Tabip Birlikleri Forumu (EFMA) ve Uluslararası İşkence Mağdurları
Rehabilitasyon Konseyi  (IRCT) yöneticileri, TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmalarını kınayan ve bir an önce serbest bırakılmalarını talep eden bir mektubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdi.

*Gözaltına alınan TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ve Merkez Konseyi üyeleri Dr. Şeyhmus Gökalp ile Dr. Ayfer Horasan Savcılık görüşmesinin ardından adli kontrol kaydıyla serbest bırakıldılar.

4 Şubat 2018

TTB Merkez Konseyi binasında bir araya gelen tabip odaları başkan ve üyeleri hekimler, ortak bir basın açıklaması düzenleyerek, gözaltında bulunan TTB Merkez Konseyi üyelerinin serbest bırakılmasını istediler. Tabip Odası Başkanları adına Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan tarafından okunan açıklamada, Türk Tabipleri Birliği’nin kurumsal kimliğini temsil eden Merkez Konseyi yöneticilerinin gözaltına alınması ve binasında yapılan aramanın TTB’ye yönelik bir saldırı olduğu vurgulandı. TTB’nin kuruluşundan bu yana ilk kez böyle bir durumla karşılaşıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Türk Tabipleri Birliği,  hekimlerin tek çatı örgütü olarak vardır. Adil ve hukuka uygun seçimlerle gelen yönetimler değişse de bu çatı varlığını sürdürecek ve bu tür hukuk dışı uygulamalara karşı ortak duruşumuzla savunulacaktır” denildi.

05 Şubat 2018:

Gözaltında bulunan 8 Merkez Konseyi üyesi Savcılık görüşmesinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

* ABD’li dilbilimci, siyasi eleştirmen ve yazar Noam Chomsky, TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, TTB’ye bir mesaj gönderdi. Şoke edici gelişmeleri büyük bir kaygı içinde izlediğini belirten Chomsky, TTB’yi korumak için her türlü önlemin alınması gerektiğine dikkat çekti.

06 Şubat 2018: 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye Barolar Birliği gibi kurumların ismindeki “Türk” ifadesinin kaldırılacağını söyledi. Açıklamaya toplumun çeşitli kesimlerinden tepki geldi. 

07 Şubat 2018:

 İstanbulÜniversitesi Rektörlüğü, Prof. Dr. Raşit Tükel ve Prof. Dr. Taner Gören hakkındaki görevden uzaklaştırma tedbirini sonlandırdığını ilgili Anabilim Dallarına bildirdi.

16 Mayıs 2018 : 

Sağlık Bakanlığı’nın TTB Merkez Konsey Üyeleri Dr. Yaşar Ulutaş, Dr. Selma Güngör ve Dr. Bülent Nazım Yılmaz hakkında,  aile hekimliği sözleşmelerinin feshedilmesi talebiyle idari soruşturma başlatması üzerine Meclis’te CHP Milletvekillerinin katıldığı bir basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya CHP Milletvekilleri Dr. Murat Emir, Dr. Ceyhun İrgil,  Şenal Sarıhan, Orhan Sarıbal, Musa Çam, Dr. Niyazi Nefi Kara, Zülfikar İnönü Tümer ve Dr. Ali Şeker de destek verdiler.

11 Haziran 2018 : 

TTB’nin  69. Seçimli Büyük Kongresi 8-10 Haziran 2018 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrenin son gününde yapılan seçimleri Etkin Demokratik TTB grubunun listesi kazandı

29 Haziran 2018 : 

Sağlık Bakanlığı’nın, TTB Merkez Konseyinin görevden alınması için Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde  açtığı davanın ikinci  ön inceleme  duruşmasında karar verildi. Mahkeme, görevden alınması istenen Konseyin, görev dönemi sona erdiği için, davanın konusuz kaldığına ve bu nedenle  esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.

20
Kasım 2018 :

SağlıkBakanlığı’nın kendi bünyesinde çalışan TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında başlattığı idari soruşturmalar kapsamında, Dr. Yaşar Ulutaş’ın aile hekimliği sözleşmesi feshedildi. Dr. Yaşar Ulutaş’ın aile hekimliği sözleşmesinin feshedilmesi, TTB Merkez Konseyi tarafından 20 Kasım 2018 günü düzenlenen basın toplantısıyla protesto edildi. Toplantıya KESK, TMMOB, Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), SES ve Ankara Tabip Odası destek verdi.

27 Aralık 2018 :

 TTB Merkez Konseyi üyelerinin “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı açıklama dolayısıyla, Türk Ceza Yasası’nın “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlarından yargılandıkları davanın ilk duruşması 27 Aralık 2018 günü, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.

Duruşma saat 09.45’de kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespitinin yapılmasının ardından, TTB geçen dönem Merkez Konseyi üyelerinin beyanlarına geçildi. Beyanlarda; bir hekim meslek örgütü tarafından yapılan “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklamasının neden suç oluşturmayacağı, evrensel ve bilimsel değerler ve bilgiler ışığında, hekimlik meslek ilkeleri doğrultusunda, hukukun temel ilkelerine dayanarak, tarihsel örnekleriyle ve hukukî kanıtlarıyla birlikte ayrıntılarıyla aktarıldı. İddianamenin özensiz hazırlandığı, çelişkilerle dolu olduğu ve gerçeklerin çarpıtıldığına dikkat çekilen beyanlarda, yöneltilen suçlamaların tamamı reddedildi. Dava, 20 Mart 2019 Çarşamba günü saat 09.00’a ertelendi.

Baro Başkanlarından destek

Ankara Barosu Başkanı Av. Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, Hatay
Barosu Başkanı Av. Polat Balkan, İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Tevfik Karahan da TTB’ye destek amacıyla müdafi heyetinde yer aldı. Baro Başkanları, savunulan değerleri  yaşam, barış, adalet, demokrasi, eşitlik, özgür ve süreklilik arz eden barışçıl yaşam olan, bu açıklamadan dolayı kişilerin terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalıştığı sonucuna varmanın, bir hukuk devleti olmadığımızın ve hiçbir vatandaşın hukuki güvenliğinin bulunmadığının açık ilanı olduğunu söylediler.

TTB’nin yasayla belirlenmiş temel görevleri arasında “halkın sağlığını koruma görevinin” de bulunduğunu belirten avukatlar, sağlıklı yaşam hakkını savunmanın en temel evrensel hekimlik ilkelerinden olduğunu, söz konusu açıklamanın ifade özgürlüğü ve TTB’nin  görev ve ilkeleri doğrultusunda yapıldığını ifade ettiler.

20 Mart 2019 :

TTB davasının ikinci duruşması Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi. Mahkeme, TTB avukatlarının, duruşma savcısının daha ilk duruşma bile yapılmadan, yapılmış gibi ceza  talebinde bulunarak hukuka, görevinin gereklerine aykırı davrandığı gerekçesiyle savcının değiştirilmesi talebiyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları başvurunun sonucunun sorulmasına ve savunma için davanın 3 Mayıs 2019 Cuma günü saat 09.15’e ertelenmesine karar verdi. TTB ile dayanışma amacıyla Türkiye’de bulunan Dünya Tabipler Birliği (WMA) Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME) önceki dönem Başkanı Dr. Jacques de Haller’in de izlediği duruşmaya, baro başkanları ve yönetim kurulu üyeleri vekil olarak katıldı,
tabip odaları, sendikalar,  meslek örgütleri temsilcileri ile çok sayıda hekim ve milletvekili destek verdi.  

Barış talebi cezalandırıldı

3 Mayıs 2019 : TTB davasının 3. duruşmasında Mahkeme utanç verici bir karara imza attı. 1 Eylül 2016 tarihli “Bu Topraklarda Eşitlik ve Barış İçinde Yaşamamız Çok Mümkün” başlıklı açıklamayı da karara dâhil eden mahkeme, her iki açıklama dolayısıyla dönemin 11 Merkez Konseyi üyesine “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçundan 2’şer kez 10’ar ay hapis cezası verilmesine karar verdi. Mahkeme, Dr. Hande Arpat’a 2014 yılındaki bazı sosyal medya paylaşımlarında “terör örgütü propagandası” yaptığı gerekçesiyle ayrıca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Dr. Şeyhmus Gökalp ise “terör örgütü propagandası” suçundan beraat etti.

Mahkemenin kararını açıklamasının ardından, çıkışta kısa bir açıklama yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Biz hekimliğin evrensel etik ilkeleri doğrultusunda hareket ettik. Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledik” diye konuştu. Bundan önceki duruşmalarda da mahkeme heyetine bunun bir suç olmadığını söylediklerini belirten Adıyaman, karara itiraz edeceklerini de bildirdi. Adıyaman, “Mahkemeden ceza çıktı biz bunu kabul etmiyoruz. Bunu iptal ettirmek için elimizden geleni yapacağız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.
TTB savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söylemekten hiçbir zaman vazgeçmeyecektir” diye konuştu.

3 Mayıs 2019:

 DünyaTabipler Birliği (WMA) ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME), bir açıklama yayımlayarak TTB Merkez Konseyi üyelerine hapis cezası verilmesini kınadı. Açıklamada “Şiddeti
kınamak, insan haklarını ve barışı savunmak suç değildir. Mahkeme sonucunu büyük bir üzüntüyle karşılıyoruz ve tıp mesleği etiğine saygı çabalarında Türk Tabipleri Birliği yöneticilerinin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz.” denildi.
 

06 Mayıs 2019:

 İnsan Hakları İçin Doktorlar (PHR),  tarafından TTB davasına yönelik bir açıklama yapıldı. Açıklamada hapis cezasının korkunç bir yargı yanlışı olduğu belirtilerek, mahkeme kararının bozulması ve suçlamaların düşürülmesi istendi.

08 Mayıs 2019 : 

Türk Eczacılar Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak ve beraberindeki heyet Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’ni ziyaret etti. TEB Heyeti TTB Merkez Konseyi üyelerine ve TTB camiasına destek ve dayanışma mesajlarını iletti.

14 Mayıs 2019:

 Merkez Konsey Üyelerine verilen ceza TTB ve tabip odalarınca protesto edildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen tabip odası başkanları ve TTB Merkez Konseyi üyeleri gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından, Adalet Bakanlığı’na giderek, mahkeme sürecinde yaşanan hukuksuzluklara ilişkin kaygıları içeren bir dilekçe verdiler.

TTB Yüksek Onur Kurulu tarafından yapılan açıklamada “TTB Merkez Konseyi üyesi meslektaşlarımız, hem birer onurlu hekim, hem bir meslek kuruluşunun yöneticisi olarak, görevlerinin ve topluma karşı sorumluluklarının gereğini yerine getirmişlerdir. TTB Merkez Konseyi üyeleri onurumuzdur” ifadelerine yer verildi.

18 Mayıs 2019:

TTB Merkez Konseyi üyelerine verilen 1 yıl 6 aylık hapis cezasının  gerekçeli kararı açıklandı. Kararda, halkın kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasının delilinin bulunmadığı belirtildi. “Savaş bir halk sağlığı sorunudur cümlesinin tek başına okunduğunda herhangi bir suçu oluşturmadığı şüphesiz” ifadesine yer verilen kararda “Açıklamanın yapıldığı tarih ve dönem itibarı ile terör örgütü de aynı ve yoğun şekilde benzer ifadeler kullandı” denildi.

21 Mayıs 2019: 

Dünya Tabipler Birliği (DTB) ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME), tüm hükümetleri 2016-2018 dönemi Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerine “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı basın açıklaması dolayısıyla verilen hapis cezalarını kınamaya çağırdı. DTB ve CPME’den Avrupa Birliği liderlerine gönderilen ortak açık mektupta da, bu protesto çağrısına destek vermeleri istendi.