Cilalı Hastane Devri

Paylaş:

Dr. Vedat Bulut

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı 

Ve insanoğlu sağlık alanında Hastane Devrini tamamlayıp 2010’lu yıllarda Cilalı Hastane Devrine geçti, hamdolsun özel mülkiyeti de icat etti. Tarımı yok ettik, ama olsun bu devir sağlık çalışanlarının yaşamında Neolitik Çağ kadar önem taşır. Ankara Başkent olması nedeniyle, ancak geçtiğimiz Mart ayında bu mutluluğa erişti.

Bilkent Şehir Hastanesi görkemli bir törenle açıldı. Ne kadarı açıldı? Kimse oran veremez. Ya da tamamı yapılmış gibi mi ödemeler yapılacak şirketlere, yoksa yapılan kadarı için mi bir oransal
ödeme var? KÖİ kapsamında tüm donanım şehir hastaneleri ihalelerini alan firmalarca sağlanacak denmesine rağmen, kapanan hastanelerden cihaz, donanım nakledildi mi? Bu soruları değerli bir köşe yazarımız Sn. Çiğdem Toker sordu. Ancak henüz yanıt verilmiş değil. Cilalı yeni hastanemiz şimdilik Taş Hastane Devrinden kalma Yüksek İhtisas Hastanesi ve protokol hastanesi olarak bilinen Atatürk Hastanesi’ni tarihe gömdü. Numune Hastanesi de son günlerini yaşıyor. Sağlık Bakanlığı zaten Sıhhiye’deki binasından çıkıp aylık 2,5 milyon TRY kirayla bu hastanenin yanı başına taşındı. Şimdilik eski binası Ankara Valiliği’ne tahsis edilmiş durumda, lakin kim bilir, belki o da bir işadamımıza satılır. TOKİ bilir.

Sıhhiye Meydanı’na bu adın verilmesinin nedeni Sağlık Bakanlığı’nın burada bulunması ve Türkiye’nin köklü sağlık kurumlarının, yani Hıfzıssıhha Kurumu, Numune Hastanesi, Yüksek İhtisas
Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi’nin hastanelerinin çevrelemesi, yakın konuşlandırılmasıydı. O günün hekim bürokratları hekim sayısının az ve yetersiz olmasından ötürü birden çok görevi yürütürdü. O kurumlar arasında birkaç dakikalık yürüyüşle hem yönetimsel hem de hekimlik görevlerini gerçekleştirirdi. Anadolu’nun ücra köşelerinden, köylerden,
kentlerden Ankara Otogar’ına (eski bilinen kısaltmasıyla AŞOT) inen hastalar bir yürüme mesafesinde sağlık hizmeti almaya bu hastanelere başvururdu. Halen Ankara’ya gelince Dr. Sami Ulus, Dr. Kemal Bayazıt gibi merhum meslektaşlarımızı soran hastalar olurmuş. Anadolu’da zaman donmuş, hekimlerse ölümsüz varlıklar gibi efsaneleşmişler.

Taş Hastane Devri’nin kapanışını, Cilalı Hastane Devri’nin simgesi olacak dünyanın en büyük hastanesi (?) Bilkent Şehir Hastanesi’nin açılışıyla 14 Mart 2019 tarihinde resmi törenle kutladık.
Asansörü düşmüş, vatandaş yaralanmış mıdır sorusunun yanıtı bir muamma olsa da, öylesine muhteşem bir eserdir ki içerisinde hekiminizi ve muayene edilecek alanınızı bulmak bile saatlerinizi alır. Öyle AŞOT’dan inip Sıhhiye’ye yürümeye benzemez bu iş. Yatağınızda konsültasyon beklerken hekimin sizlere ulaşması dakikalarla olacak iş değildir. Tamamlandığında 3700 yatağıyla, 30.000 tahmini poliklinik başvurusuyla, 10.000 kadar çalışanıyla Şehir Hastanesi değil, aslında tam bir şehirdir. Bu nedenledir ki Başhekim yetmez, Bilkent Şehir Hastanesi il olsun, vali atayalım deriz. Nüfusu Bayburt’tan fazladır, neden olmasın. Plaka numarasını da 82 veririz. Hastane içi transport araçları (Golf arabaları) 82 plakalı olur, hatta hekimler hızla hastalara ulaşabilmek için gingerlere binerek trafiğe katılır. Ya da hologramik konsültasyon devri başlatalım, Cilalı Hastane Devri bu teknolojiyle taçlansın. Zıp hekiminiz yanı başınızda ya da zap siz ilgili hekimin yanında.

Cilalı Hastane daha iyi sağlık hizmeti getirir mi? Mortalite ve morbidite oranları nasıl olacak? Ambulansla hasta nakillerinde yollarda hasta kaybedilir mi? Bunları sağlık istatistiklerine Üçler, Beşler Yediler ve Kırklar ayar vermezse gelecek günlerde gözlemleyeceğiz.

Kapatılan hastanelerin arazi ve binalarının başına neler gelecek? Şeffaf olmamaktan kaynaklı bu sorularımız da yanıtsız şimdilik. Ama Cilalı Hastaneleri cilalayanlara ne kadar servet transferi yapılacak az çok biliyoruz. Kapatılacak hastanelerin yatak sayısıyla Bilkent ve Etlik Şehir Hastanelerinin planlanan yatak sayıları arasındaki fark sadece 150 yataktır. 150 yatak için 3 milyar
USD’den fazla  ödeyeceğiz. Haliyle Cilalı Hastane Devri’nin yatağı da pahalı. Koridorlarında gezinirken duvarlara tıklayınız, Cilalı Hastane Devri’nin cilasından keyif almaya bakınız.

Yirmi beş yıl sonra bu tesisler devlete kalacak diyenlere de kulak vermek iyi gelir. Çeyrek asıra kalmadan sağlık hizmetleri, kentleşme ve ulaşımda devasa değişimler yaşanacak. Bu yatırımların vizyonuna sahip olmak için eğitim ve diploma şart. Bakın burası çok önemli. Demedi demeyiniz.