Çocuk ve Cezaevi Kavramı Aynı Cümlede Bile Yan Yana Gelmemeli

İnsan Hakları Derneği Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Sevinç Koçak Türkiye’de cezaevlerinde bulunan çocukların durumunu Hekim Postası için değerlendirdi. 

Dr. Ayşe Uğurlu- Sibel Durak

Çocuk cezaevleri denilince ne anlıyoruz. Bu kurumlar cezalandırmaya mı yoksa rehabilite etmeye mi odaklı?  Fiziki koşullar, personel, eğitim ve diğer yönlerden çocuk cezaevlerinin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sevinç Koçak: Adı cezaevi olan ve temel işlevi cezalandırmak olan bir kurumun başına “çocuk” eklenince; çocukların cezalandırılmak üzere kapatıldığı kapalı kurumlardan başka bir şey anlamıyoruz elbette. Çocuklar için inşa edilmiş, içine sınırlı sayıda plastik eşya konmuş beton yığınları…  Bence asıl sorulması gereken soru şu: Devlet çocukları neden cezalandırır? Çocuk cezaevleri, devletin çocuklara bakışının bir yansıması ve devletin çocuklara bakışı da topluma bakışının bir yansıması. Çocuk Koruma Kanunu da, çıkartılan infaz yasaları da, ceza infaz kurumlarının yapısı da çocuklar için onarıcı değil, cezaya dayalı ne yazık ki. Çocuk ve cezaevi kavramı aynı cümlede bile yan yana gelmemeli.

Çocukların tutukluluk halleri çok uzun süreleri buluyor ve çocuklar suçu ispatlanmadan, cezası kesinleşmeden, iddianame bile hazırlanmadan çok uzun süreler hapishanede tutuluyor.

Türkiye açısından bağlayıcılığı olan Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları (Havana Kuralları)” 17. Maddesinde diyor ki:

“Gözaltında olan veya muhakeme devam ederken tutuklu bulunan (“yargılanmamış”) çocuklar masum sayılır ve buna göre muamele görürler. Çocukları tutuklamaktan mümkün olduğu kadar kaçınılır ve istisnai hallerle sınırlı olarak tutuklama kararı verilir. Bu suretle alternatif tedbirlerin uygulanması için her türlü çaba gösterilir. Her nasılsa tutuklama kararı verilmiş ise, soruşturma organları ve çocuk mahkemeleri, tutma süresini mümkün olan en kısa süreye indirmek için, bu işlemlerin süratle yapılmasına öncelik verirler.”

Türkiye’nin imzacı olduğu “Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme” de iç hukukta “5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu” da; aynı şeyi söylüyor: Bir çocuğun tutuklanmasına yalnızca adli kontrol tedbirinden sonuç alınamaması, sonuç alınamayacağının anlaşılması veya bu tedbirlere uyulmaması durumunda karar verilebilir. Ama uygulama bunun çok uzağında. Cezaevlerinin çocuklara uygun olmaması, tutuklamanın önleyici bir tedbir olarak değil ceza olarak kullanılması, tutukluluk süresinin çocuğa zarar verecek ve adil olmayacak uzunlukta olması, çocukları çıktıktan sonra suç mekanizmalarının içine sürüklüyor.

Türkiye genelinde kaç çocuk cezaevi var?

S.K: Türkiye hapishanelerinde çocuklar 3 kategoride tutuluyor. İlki suçu kesinleşmemiş, yargılama süreci devam eden tutuklu çocuklar. Hapishanelerdeki çocukların en büyük bölümünü tutuklu çocuklar oluşturuyor. Tutuklu çocuklar Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumlarında tutuluyor. Ankara Sincan, İstanbul Maltepe, İzmir Şakran, Tarsus Pozantı, Diyarbakır Kayapınar, Hatay Yayladağı ve Samsun Kavak’ta olmak üzere toplam 7 tane Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu var. Çocuk tutukevi olmayan yerlerde, yetişkin hapishanelerinde açılan çocuk koğuşlarında tutuluyorlar.

İkinci kategori; cezası kesinleşmiş olan hükümlü çocuklar. Hükümlü çocuklar, Çocuk Eğitimevlerinde tutuluyorlar. Ankara Sincan, İstanbul Ümraniye, İzmir Urla ve Elazığ Merkez’de olmak üzere toplam 4 tane Çocuk Eğitimevi var. Tabii bir de 0-6 yaş aralığında anneleriyle birlikte tutulan çocuklar var.

Anneleri ile birlikte cezaevinde kalan çocukların durumuna ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

S.K: Anneleriyle birlikte tutulan çocuklar bir tutuklunun ya da hükümlünün koşulları neyse aynı koşullarda kalıyorlar. Anneleriyle birlikte tutulan çocuklara ayrı yatak verilmiyor, anneleriyle birlikte ranzada yatıyorlar. Çocuğun gelişimsel özelliklerine uygun ayrı bir menü çıkartılmıyor, yetişkinler ne yiyorsa çocuklara da aynısı veriliyor. Çeşitli bahanelerle oyuncakların çoğu alınmıyor. Pilli, kurmalı oyuncaklar alınmıyor.Çocuğun ve annenin temel ihtiyaçları ücretsiz karşılanmıyor. Ailelerin dışarıdan gönderdiği bez, mama gibi temel ihtiyaçlar alınmıyor. Cezaevi kantininden satın alınmak zorunda. Çocuk 6 yaşına geldikten sonra anneden alınıyor, eğer dışarıda bakabilecek bir aile üyesi yoksa Sosyal Hizmetlere veriliyor. Yani çocuk için tek güvenli bağ olan anneden kopartılıyor.

Çocuklar hangi suçlardan cezaevinde tutuluyor?

S.K: Cezaevlerindeki çocukların yüzde 35’i yaralamadan, yüzde 25’i gasp/hırsızlıktan tutuklanıyor. Bunları uyuşturucu satıcılığı ve madde kullanımı izliyor.  Adalet Bakanlığı’ndan 2021’in son aylarında alınan verilere göre hapishanelerde 1347 tutuklu çocuk bulunuyor. 566 hükümlü çocuk Covid-19 izniyle cezasını hapishane dışında geçiriyor.  0-6 yaş arasında annesiyle birlikte tutulan yaklaşık 660 çocuk var.

Ancak hangi hapishanede kaç çocuk olduğu, çocukların yaş aralıkları ve koşulları ile ilgili sağlıklı verilere sahip değiliz ne yazık ki. Çünkü Adalet Bakanlığı da ceza infaz kurumları da verileri açıklamıyor.  Hangi hapishanede kaç çocuğun tutulduğu bilgisinin paylaşılmaması, çocukların bulunduğu hapishanelerin izlenmesini zorlaştırıyor, denetimi olanaksız hale getiriyor.

Cezaevi koşullarında çocukların yaşadığı olumsuz durumlar neler?

S.K: Cezaevi koşulları yetişkinler için bile uygun değilken çocuklar için çok ciddi tehlikeler barındırıyor. Kapalı kurumların şiddet ürettiğini biliyoruz. Cezaevi şiddetin her türlüsünün en yoğun yaşandığı kurumların başında geliyor. Cezaevlerinde çocuklar fiziksel, psikolojik, cinsel istismara ve ihmale maruz bırakılıyorlar. Akran zorbalığı da oldukça yaygın durumda.

Çocuklara günde 3 öğün yemek veriliyor. Bunun dışında acıkır ya da susarlarsa kantinden satın almak zorundalar. Parası olmayan çocuklar temel ihtiyaçları karşılayabilmek için başkalarının ayak işlerini yapmak zorunda kalıyorlar.

Hapishane koşulları çocukları suç mekanizmalarından uzaklaştırmak yerine bu ilişki biçimlerini yeniden üretiyor. Çıktıktan sonra da suç mekanizmalarının içine düşüyorlar. Çocukları onarıcı, güçlendirici, donanım kazandıran bir uygulama olmaması gasp, hırsızlık, yaralama, madde satıcılığı gibi suçlardan ceza alan çocukların, aynı suçtan defalarca cezaevine dönmelerine neden oluyor.

Çocukların aileleriyle görüşleri tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi ayda 3 kapalı, 1 açık görüş şeklinde mümkün olabiliyor. Ama çocuklar sevklerle ailelerinden uzak hapishanelere gönderiliyorlar ve çoğu aile maddi olanağı olmadığı için her hafta görüşe gidemiyor.

Türkiye hapishanelerinde son 10 yılda 11 çocuk intihara sürüklendi. İntihar ettiği söylenen çocuklarla ilgili açılan bütün soruşturmaların üzeri kapatılıyor. Çocuğa karşı suç işleyen kamu görevlileri cezalandırılmıyor. Devletin ilk refleksi çocuğu değil kurumlarını korumaya dönük oluyor ve bu konuda hiç şaşırtmıyor.

Pandemi çocuk cezaevlerindeki koşulları nasıl etkiledi?
S.K: Pandemi döneminde infaz yasasıyla ilk bırakılması gereken grup çocuklardı. Ama çocuklara da tıpkı yetişkinler gibi ceza indirimi yapıldı. Hükümlü çocuklar ev hapsi ya da denetimli serbestlikle tahliye edildi ama tutuklu çocuklar ve anneleriyle birlikte tutulan çocuklar hâlâ ciddi oranda hapishanelerde. Çocuklar hijyen malzemelerini de parayla satın almak zorundalar. Ücretsiz hijyen malzemesi sağlanıp sağlanmadığına dair bir bilgi yok, çünkü hapishaneler denetime açık değil.

Çocuklar için tahliye sonrasına yönelik çalışma yapılıyor mu?
S.K: Tahliye sonrası herhangi bir çalışma yapılmıyor ne yazık ki. Dışarıda çocukların destek isteyebilecekleri kurumlar var ama işlerliği yok ve çocukların erişimi kolay değil. Çocuklar nereye nasıl ulaşabileceklerini, kimlerden hangi konuda destek alabileceklerini bilmiyor.

Çocuklar tahliye edilirken “bir daha buralara düşme” gibi tavsiyeden öteye gitmeyen telkinler dışında psikososyal destek verilmiyor. Ağır infaz koşulları onarıcı, iyileştirici olmadığı gibi, tahliye sonrasında da çocukları kazanmaya dönük çalışmalar yapılmıyor.

Sizin bu konuda çözüm önerileriniz neler?

  • Çocukla ilgili bütün süreçlerde öncelikli olarak çocuğun yüksek yararı gözetilmeli.
  • Türkiye Devleti uluslararası sözleşmelerdeki yükümlülüklerini yerine getirmeli, gerisine düşmemeli.
  • Çocuk cezaevleri kapatılmalı. Çocuklar için cezaevi dışında onarıcı, geliştirici, çocuğun gelişimsel özelliklerine uygun fiziksel koşullar sağlanmalı.
  • Şiddet ve kötü muamele uygulayan kamu personeline yönelik cezasızlık politikasından derhal vazgeçilmeli.
  • Cezaevinden çıkan çocuklar için kolay erişebilecekleri psikososyal destek ağları yaratılmalı.
  • Hamile ya da 0-6 yaş aralığında çocuğu olan anneler için ev hapsi, denetimli serbestlik gibi cezaevi dışında yöntemler kullanılmalı.
  • Sürecin her bir aşamasında yer alacak olan bütün kamu personeli (polis, jandarma, hâkim, savcı, infaz koruma memuru, cezaevi müdürü….) uzmanlar tarafından verilecek özel eğitimlerden geçirilmeli ve eğitimler dönemsel olarak tekrar edilmeli.
  • Çocuk cezaevleri, alanda çalışan bağımsız kurumların denetimine açılmalı.
  • Çocuklar için hak temelli, uzmanlar ve çocuk katılımıyla hazırlanacak bütüncül bir çocuk politikası oluşturulmalı.

Bütün bunların yanı sıra, bir de çocuk hakları hareketi yükseltilmeli. Çünkü bütün bunların gerçekleşmesini sağlayabilmek ancak çocuk hakları alanından yükseltilecek sesin güçlenmesiyle mümkün.