Dilovası’ndan Ovacık’a paneli yapıldı

Ankara Tabip Odası Sağlık Politikaları Komisyonu tarafından düzenlenen “Dilovası’ndan Ovacık’a” paneline Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve Ovacık Belediye Başkanı  Fatih Maçoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Hekim Postası 

Türk Tabipleri Birliği’nde 4 Kasım Cuma günü gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. Moderatörlüğünü ATO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Benan Koyuncu’nun üstlendiği panelde, Dilovası’ndan Ovacık’a kentleşme, sanayileşme, emeğin yaşama dönüşümünde alınan yol, insan sağlığının ve doğanın korunmasında nasıl bir kentsel yaşam ve üretim biçiminin gerektiği konuşuldu.

Prof.Dr.Onur Hamzaoğlu dinleyicilere Kocaeli Sanayi Bölgesi’nde, Dilovası’nda yaşanan hukuksuz yapılanma ve sanayileşmenin doğada ve kentte yarattığı tahribat sonrasından bölgenin yaşanabilirlikten nasıl uzaklaştığını anlattı.  Ovacık Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, Ovacık’ta kentleşme ve  üretim sürecinde öncelikli hedeflerinin kazanç sağlamaktan ziyade insan sağlığını ve doğayı korumak,  gelecek nesillere güvenle devretmek olduğunu anlattığı  bir sunum yaptı. Panelin sonunda mevcut kanunlara rağmen doğanın, yaşamın ve insan sağlığının hiçe sayıldığı bir sanayi bölgesine karşın Ovacık gibi bir örnekle başka bir üretim ve yaşam modelinin mümkün olabileceği sonucuna varıldı.

Panel öncesinde  Ovacık Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, Hekim Postası’na açıklamalarda bulundu. Ovacık’ta hayata geçirdikleri çalışmalar sonrasında  öcü olarak bakılan komünist, sosyalist siyasete karşı bir sempati geliştiğini  kaydetti. Yıllardan bu yana teorik olarak savundukları düşünceleri yönetime gelişleriyle pratiğe taşıma olanakları bulduklarına değinen Maçoğlu, yaptıkları çalışmaları farklı bir şey yapalım, ayrıcalığımız olsun anlayışıyla değil savundukları  farklı bir yaşamı göstermek için yaptıklarını söyledi. Bulundukları bölgenin kültürel, ekonomik yanını da düşünerek ihtiyaçları belirlemekle işe başladıklarını kaydeden Maçoğlu, sosyalistlerin  temel haklar olarak gördükleri barınma, ulaşım, su, eğitim, sağlık, inanç gibi ihtiyaçları hizmet olarak  sunmadıkları takdirde diğer belediyecilik anlayışından farkları olamayacaklarını söyledi. Maçoğlu bu çerçevede önümüzdeki dönem için ulaşım, su, eğitim, sağlık giderlerini en asgariye indirecek çalışmalara yoğunlaşacaklarını aktardı.

Ücretsiz ulaşım büyükşehirler için de geçerli

Ücretsiz ulaşım hakkının büyükşehirler için de geçerli olabileceğini kaydeden Maçoğlu “15 Temmuz sonrasında halkı sokaklara taşımaya çalışan belediyeler ücretsiz ulaşım  yapabiliyorlardı, bunun için de zor şeyler gerekmiyor. Devlet bizden almış olduğu vergilerin bir bölümünü belediyelere katkı payı olarak gönderiyor. Bununla halka hizmet edeceksiniz, çalışanlara maaş vereceksiniz, araç giderleri, mazot giderlerini karşılayacaksınız diyor. Siz gelecekte koltuğu garantileme adına çalışması gereken sayının üstünde insanı doldurursanız, sizin aldığınız katkı payları sadece  personel giderlerine yeter. Giderleri kısıtlayıp, bu paranın halkın parası olduğunu düşünüp  halka toplumsal hizmet sunarsanız, emin olun bunların hepsinin olması mümkün. 27 gün İstanbul  ve  Ankara Büyükşehir Belediyeleri zarar mı etti? Hayır, demek ki isteseler kendi halkını ücretsiz taşıyabiliyorlar.” açıklamasında bulundu.

3 yılda 120 öğrenciye burs

‘Üretmeyen mutsuzdur’ anlayışıyla Ovacık halkı ile birlikte sürdürdükleri tarımsal faaliyetlerin gelirinin bir bölümünü öğrencilere burs olarak verdiklerini söyleyen Maçoğlu  hem tarımsal faaliyetlerin gelirleri hem de destek verenlerle birlikte 3 yılda 120 civarı öğrenciye burs olanağı tanıdıklarını anlattı.

Sosyal yardımlar biatçı toplum yaratıyor

Sosyal yardımlar vermek yerine birlikte üretmeyi tercih eden Maçoğlu bu konuda “Kapitalizm bulunduğu yeri önce tüketim meselesi üzerinden ele alır,  ticarileştirir ve buna bağlı olarak da işsizlik oranını yükselterek kendisine bağımlı hale getirmeye çalışır. Sonra  vakıflar üzerinden  devletin politikalarıyla destekleyerek o kişilere yüz lira, iki yüz lira gibi cüzi paralarla, gıdalarla yardım ederek kendisini topluma lütfu gibi sunmak ister. İşte bu tür politikalar biatçı bir toplum yaratma ve kendine bağımlı kılma meselelerini geliştirmektir.” Açıklamasında bulundu.

Maçoğlu, TTB ile önümüzdeki dönemlerde sağlık ve eğitim konusunda yapacakları çalışmaları konusunda uzman kişilerle birlikte programlamayı düşündüklerini söyledi.