Dr. Asuman Doğan’a görevine iadesi için sürdürdüğü mücadelede destek veren sağlık emek örgütleri, muhalif duruşları nedeniyle haksız yere açığa alınan, ihraç edilen tüm hekimler görevlerine iade edilene kadar mücadeleyi sürdüreceklerini duyurdular.

OHAL bahanesiyle toplumsal muhalefeti sindirme aracı haline dönüşen haksız ve hukuksuz uygulamalar sonucunda Ankara Tabip Odası önceki dönem yönetim kurulu üyesi ve TTB büyük kongre delegesi Dr. Asuman Doğan  hiçbir gerekçe gösterilmeden 16 Şubat’ta açığa alındı.

Dr. Doğan’ın 20 yıldır asistan, uzman ve eğitim görevlisi olarak her kademesinde hizmet verdiği  Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinden hukuksuzca uzaklaştırılmasına sağlık emek örgütleri tepki gösterdi. Dr. Doğan’ı görevine iadesi için sürdürdüğü mücadelede  ATO, TTB, SES’in yanında çalışma arkadaşları ve hastaları da yalnız bırakmadı.

Dr. Asuman Doğan için, 30 Mart’ta hastane bahçesinde yapılan basın açıklamasında,  ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Önal, ihraç listeleri ve açığa alma kararlarını eleştirerek, “Şöyle bir bakıldığında idari amirlerin subjektif görüşleri ile hazırlandıkları anlaşılabiliyor” dedi. Bugüne kadar 118 bin 621 kamu çalışanının bir gecede görevlerinden olduklarına dikkat çeken Dr. Önal “Bu insanlar listelerdeki birkaç harften ibaret değiller. Aileleri, geleceğe dair planları var.” diye konuştu. Dr. Asuman Doğan’ın iyi hekimlik değerleri ve etik ilkeler konusunda örnek gösterilecek bir kişi olduğunu belirten Dr. Önal, meslektaşlarının 20 yıldır emek verdiği hastaneden hukuksuzca uzaklaştırılmasını, hastalarından koparılmasını kabul etmediklerini söyledi.

16 Şubat’tan bu yana Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde “Hukuksuzluk Son Bulsun” diyerek üçüncü kez toplanan emek meslek örgütleri, Dr. Asuman Doğan ile haksız yere ihraç edilen, açığa alınan tüm hekimler görevlerine dönene kadar mücadeleyi sürdüreceklerini kamuoyuna duyurdular.

Dr. Doğan “Emeğin tarafındayım”

Dr. Doğan açığa alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada, 45 gün geçmesine rağmen hiçbir yöneticinin kendisine bir soru yöneltmediğini belirterek “Çünkü her şey meydanda… 24 yıldır devlete hizmet ediyorum. Mesleki anlamda bulunduğum noktaya emeğimin gücüyle gelmiş bir insanım. Kimsenin benim emeğimi yok saymaya ve heba etmeye hakkı yok. Hekim olmanın dışında iki çocuk annesiyim, benim gibi binlerce insan işinden, ekmeğinden edildi. Biz bunlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.” dedi. Doğan para kaygısı ve makam için hiçbir gücün yanında olmadığını, her zaman emekten ve emekçiden yana olduğunu, bu nedenle atamaların liyakate göre yapılması gerektiğini savunduğunu, madenlerde ve iş kazalarında ölen, iş güvencesi olmayan taşeron işçilerin yanında olduğunu, savaştan değil barıştan yana olduğunu, ölen, öldürülen tecavüze uğrayan çocuklardan, kadınlardan yana olduğunu belirtti. Şimdi yine haksız  hukuksuz işinden edilen akademisyenlerin, emekçilerin tarafındayım. Bu bir insani tavırdır. Bu nedenle ben etik ilkeler, bilimsel gerçekler ve onurlu yaşamak ne gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim.” diye sürdürdü.