Dünden bugüne 3 Tıp Cemiyeti / 3 Tıp Derneği

Paylaş:

Dr. Muharrem Baytemür
Hekim Postası Yayın Kurulu Üyesi

Bir önceki sayımızda Etibba Odalarının temelini oluşturan bugün de varlıklarını sürdüren İstanbul merkezli üç cemiyetin/derneğin adını söylemiştik, bu sayımızda bu derneklerden söz edelim.

Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane ( Türk Tıp Cemiyeti )

 

 

Kırım Savaşı sırasında müttefik (İngiliz, Fransız, Sardunya/İtalyan)  ordularıyla İstanbul’a gelen tabip ve cerrahlardan bir grup tarafından Fransız askeri cerrah Lucien Jean Baptiste başkanlığında kurulan ilk tıp derneğidir.15 Şubat 1856 tarihinde “Société de Médecine de Constantinople” adıyla kurulan dernek Sadrazam Dr. Keçecizade Fuat Paşa’nın da desteği ile Sultan Abdülmecid  29 Ramazan 1272 / 2 Haziran 1856’da  kuruluşu onaylamış, aylık 50 altın lira tahsisat bağlamış ve onu himayesi altına aldığını belirten “Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane-i Osmaniyye” adını vermiştir. Ancak Cemiyet, Osmaniyye sıfatını hiç kullanmamıştır.

Resmi müzakere dili Fransızca olan dernekte Türk doktorların üyeliğe kabulü 1890’lı yıllarda olmuş, Türkçe 1918’den itibaren konuşulmaya başlanmıştır. 

Cemiyet’e “asli üye” olabilmek için tıp fakültesi, eczacılık okulu veya veterinerlik okulu diplomasına sahip olmak ve bir bilimsel çalışma sunmak şarttı. Cemiyet’in Avrupa ülkelerinde yaşayan çok sayıda muhabir üyesi (membre correspondant) bulunmaktaydı.

Cemiyet üyeleri, “şapkasız hekimler” olarak niteledikleri kırıkçı-çıkıkçı, kulunççu, kehhal, fıtıkçı, gibi, mütetabbibler ile  ehliyetsiz cerrahların (empiriques) çalışmalarına şiddetle karşı çıkmış, İstanbul’da pis suların karıştığı derelerin ıslahının gerekliliği, salgın hastalıklar, aşılama gibi çeşitli konuları cemiyet toplantılarında gündeme getirerek halk sağlığını tehdit eden sorunlara dikkat çekmişlerdir.

Cemiyet ilk kurulduğu dönemden Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’nin kuruluşu ile Türkçe tıp eğitiminin başladığı tarihe kadar tıp eğitimine ilişkin öneri ve eleştirilerini dergilerinde yoğun bir şekilde dile getirmiştir.

Cemiyet’in adı 1925 yılında Türk Tıp Cemiyeti (sonra Türk Tıp Derneği) olarak değiştirilmiş. Derneğin dergisi, 1935 yılında Osman Şerafettin’in cemiyet başkanlığına seçilmesiyle Türkçe olarak (Türk Tıp Cemiyeti Mecmuası, sonra Türk Tıp Derneği Dergisi) ve Fransızca özetler ile yayınına yeniden başlamıştır. 1945’te İngilizce özetler de eklenmiştir.

Cemiyetin yayın organı olan Gazette Médicale d’Orient’da (ilk sayı Nisan 1857) yaklaşık 70 yıl boyunca düzenli olarak yayımlanmıştır. 1911 yılından itibaren derginin kapağına Arap harfleriyle Şark Tıb Mecmuası / Şark Tabib Gazetesi adı yazılmıştır. Bu dergi, Türkiye’de yayımlanan ilk tıp dergisi olmamakla birlikte, en uzun süre yayımlanan tıp dergisidir.

Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye

Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane’den 10 yıl sonra 3 Mart 1867’de  Sultan Abdülaziz’in iradesiyle kurulan dernektir. Tıp eğitiminin Türkçe olması için mücadele veren bir grup hekim tarafından kurulmuştur. Tıp kitaplarının Türkçeye çevrilmesi ve halkı sağlık alanında bilinçlendirme amacını hedeflemiştir. Cemiyetin kurucuları öğrenciliğinden beri bu mücadeleyi vermiş olup o tarihte mezun olan Kırımlı Aziz İdris, Hüseyin Remzi, İbrahim Latif (İbrahim Lütfi), Hüseyin Sabri, Vahit Efendi, Emin Efendi ve onları destekleyen birkaç hoca idi. Bu grubun çoğu Türkçe tıp eğitimi veren “Mülki Tıbbiye”de hocalığa başladılar ve 1870 yılında da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de dersler Türkçe verilmeye başlandı. Yirmi adet tıp kitabı Türkçeye tercüme edildi ve basıldı. Ayrıca 1873 yılında da ilk tıp sözlüğü “Lügat-ı Tıbbiye” basıldı.

Cumhuriyet sonrası adı  “Türkiye Tıp Encümeni”, 1966 yılından itibaren de “Türkiye Tıp Akademisioldu.

Bilimsel olsa da toplantılar yapılmasının mahsurlu olduğu görüşü ile Cemiyet 29 Mayıs 1897 tarihinde II. Abdülhamid’in emri ile kapatılır. Cemiyetin tercüme çalışmaları “Tedkik-i Müellefât Komisyonu” adıyla devam eder, II. Meşrutiyetin ilanı ile yasak kalkarak çalışmalar tekrar başlar.Cemiyetin merkezi “Etibba Odası” (Cağaloğlu Tabipler Birliği Lokali) olup toplantılar ve derginin idaresi burada yapılıyordu.

1 Eylül 1925 tarihinde Ankara’da Atatürk’ün himayesinde “Birinci Milli Türk Tıp Kongresi” düzenlendi. TBMM binasında yapılan Kongreye Mustafa Kemal Paşa katılmış ve İsmet Paşa’da  açılışta konuşma yapmıştır. Kongreye iki kadın hekimle ( Naime Hanım ( Ankara) , Hayrünisa Hanım (İstanbul ) )birlikte 592 hekim katılmıştır.

Sonuncusu ( 36. ) 2000 yılında olmak üzere Milli Tıp Kongreleri ( 1978’den itibaren Ulusal Tıp Kongresi adını almıştır) düzenlemiştir. Akademi’nin web sitesinde en son bilimsel etkinliğin 2014 yılında yapıldığı görülmektedir. Halen 150 civarında üyesiyle varlığını aktif olarak devam ettirmektedir.

İstanbul Etibba Muhadenet ve Teavün Cemiyeti

I. Dünya Savaşı sonrası gittikçe kötüye giden durum karşısında Türk hekimleri birleşme ve ortaklaşa savunmanın gerektiğine inanmaya başlamışlardır. Bu düşünceye uyularak iki dernek kurulmuştur. Bunlardan biri Dr.Asaf Derviş Paşa’nın öncülüğünde kurulan “İstanbul Etibba Muhadenet Cemiyeti”dir. İlk toplantısı 14 Mart 1919 tarihinde tıp fakültesinin Cağaloğlu’ndaki poliklinik dairesinde yapılmıştır. 

Yine 1919 yılında Tıp Fakültesi Emraz-ı Hariciye (Cerrahi Hastalıklar) Müderrisi Dr.Saadettin Vedat (Koç)’un öncülüğünde Kadıköy’de “Etibba Teavün Cemiyet-i İlmiyesi” kurulmuştur. 1923 yılında İstanbul Etibba Muhadenet Cemiyeti ile birleşen bu kuruluş, 15 Ekim 1923 tarihinde İstanbul Etibba Muhadenet ve Teavün Cemiyeti adını almıştır (Muhadenet : Dostluk, Teavün : Yardımlaşma). Dernek 1935 yılında üyelerinin çoğunluğunun önerisine uyarak adını Türk Hekimleri Dostluk ve Yardım Cemiyeti olarak değiştirmiştir. 1972 yılında da “Türk Hekimleri Dostluk ve Yardımlaşma Derneği” olmuştur. 

İstanbul Etibba Muhadenet Cemiyeti hekimler arasında birlik ve dayanışmayı geliştirmek ve güçlendirmek adına 1920 yılında İstanbul’da bulunan bütün hekimlere çağrı yapmış, ayrıca yapılan
çağrıda “ Etibbamızın hukukunu bir kitle halinde her türlü taarruza karşı müdafaa eylemek ve mesleki menfaatlerin taht-ı emniyete alınmasına çalışmak üzere memalik-i mütemmedindeki mümasil teşkilatına mukabil bizde Etibba Odaları namı altında hususi meslek odaları tesis için hükümet nezdinde teşebbüsatta bulunulmuştur” denilmektedir.

Hekimlerin birbirleriyle ve hastalarla olan ilişkilerini etik boyutuyla düzenleme adına “ Hall-i Müşkülat Komisyonu” kurulmuş ve bir nizamname hazırlanmıştır. Cemiyet İstanbul’da
yaşayan pratisyen hekimlerin profilini belirlemek üzere bir anket de yapmıştır.

1929 yılında Etibba odalarının kurulmasıyla birlikte çalışmalarını yardımlaşma ve dayanışma çerçevesinde yoğunlaştırmıştır.

12 Eylül 1980’de sıkıyönetim komutanlığının emri ile çalışmaları durdurulmuş, bir yıl sonra tekrar faaliyetine izin verilmiştir. 1986’da yapılan genel kurula kadar dernek atıl durumda kalmış, bu genel kuruldan sonra tekrar çalışmalarını sürdürmüştür. Yardımlaşma ve dayanışma dışında hekimlere hukuksal destek de veren dernek 30. Sayısına ulaşan bir bülteni de çıkarmaktadır. Ayrıca 1992’ de Türk Hekimleri Dayanışma Vakfı kurulmuştur. Vakıf 2017 yılından itibaren maddi desteğe ihtiyacı olan başarılı tıp fakültesi öğrencilerine burs vermektedir.

Kaynaklar

*Prof.Dr. Feza Günergun derleme ve makaleleri