GÖÇ DOSYASI: Göçle İlgili Çalışmalarımız ve Göç Süreci
Göçle İlgili Çalışmalarımız ve Göç Süreci
Dr. Hande Güzel
Sabancı Üniversitesi
İPM Araştırmacısı
Öncelikle göçten bahsetmeden önce bir göç sürecinden bahsetmek durumundayız. Göç sürecini, bir hekimin aklına göç etme fikrinin düştüğü andan itibaren dil öğrenimi denklik gibi bütün o hazırlık süreci, yer değiştirme, yeni bir ülkeye yeni bir işe alışma ve hatta hiç bitmeyen bir göçmen kimliği olarak düşünmeliyiz.
Hekimlerin göç etme motivasyonları arasında sosyal, politik, ekonomik etkenler ile hekimlik mesleğine özgü etkenler – yoğun hasta sayısı, uzun çalışma saatleri vb- sayılabilir.
Türkiye’den hekimlerin en çok göç ettiği ülkelerin başında Almanya geliyor. Alman Tabipler Birliği'nin her sene yayımladığı istatistiklere göre 2023 sonu itibariyle TC vatandaşı olan ve Almanya'da aktif olarak çalışan 2344 doktor var. TC vatandaşı olan toplam doktor sayısı da 2628. Bu sayının içinde doktor olarak gidip doktorluk yapmayan, henüz denklik alamayan kişiler yer almıyor.
Yıllara göre Almanya’ya hekim göçüne bakıldığında özellikle 2016-2017 yıllarından itibaren gittikçe artan bir grafik söz konusu. Bu artışın pandemi döneminde istifa etmenin yasak olması vb kısıtlamalardan ötürü biraz düştüğünü görüyoruz. Aktif olarak çalışan doktorlarda 2022-2023 yılları arasında % 24.1 ile çok ciddi bir artış söz konusu. Bu artış bir önceki yılda % 22.8 şeklinde görülmüş. Geleceğe yönelik de benzer bir artışın yaşanacağı öngürülebilir.
TC vatandaşı doktorların Almanya’daki bütün göçmen doktorlar içindeki payı yüzde 3.68. Her ne kadar çok yüksek bir oran olarak görülmese de 2016’dan itibaren başlayan artış ve 2023 sonunda açıklanan istatistiklere göre TC vatandaşı doktorlar tüm göçmen doktorlar içinde Almanya’da 6. sırada yer alıyor.
Türkiye'nin sosyal politik etkenleri; alım gücünün düşmesi, yoğun hasta sayısı, hekimlerin hata yapma ihtimaline karşı açılan davalar, şiddet gibi çeşitli unsurlar hekimlerin göç etmeyi düşünmelerinin nedenleri arasında sıralanabilir. Diğer yandan henüz iyi hal belgesi almayan, aslında göç etmeye niyeti olan ancak maddi kaynakları yetersiz olduğu için bunu hayata geçiremeyen, sistemden memnun olmayan hekimlerin varlığı da bir diğer gerçek.
Doktorların göç için neden Almanya'yı tercih ettiklerine bakmak gerekirse söylenebilecek şeylerin başında Almanya’nın yaşlanan nüfusuna karşılık ciddi bir doktor açığının olması geliyor. Almanya’da da sağlık sisteminin kendine özgü sorunlarının olmasından dolayı Almanya’dan da özellikle İskandinav ülkelerine göç eden birçok doktor var.
Hekimler açısından, Orta Asya’dan, Ortadoğu’dan Türkiye’ye, Türkiye’den Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine; Almanya’dan ise İskandinav ülkelerine yönelen bir uluslararası göç akışından söz edebiliriz.
Diğer yandan Almanya’da ciddi bir Türk kültürünün olması Almanya’yı Türkiye’den gitmeyi düşünen doktorlar açısından çekici kılıyor. Almanya’ya giden çok fazla hekim olması, whatsapp grupları gibi çeşitli gruplar üzerinden doktorların iletişim halinde olmaları nedeniyle herhangi bir aracı kuruma ihtiyaç duymadan birbirlerinden çok fazla şey öğrenebiliyorlar.
Almanya’ya hekim göçünün katlanarak devam etmesinin sebepleri bu göç etme sürecinin, iş bulma, denklik, dil öğrenimi gibi çeşitli aşamaları olması ve bu aşamaların herkes için ayın şekilde ilerlemesi olarak gösterilebilir. Kimi hekimler önce dil kursu için Almanya’ya gidip süreci orada yönetirken, kimisi tüm aşamaları burada tamamlandıktan sonra yerleşmeyi tercih ediyorlar.
Göç Etme Deneyimi
(yalnızlık• dil bariyeri• aidiyet• kadın göçmen hekim olmak)
Almanya çalışma şartları açısından ideal bir yer olarak görülüyor ancak bu göç deneyimde yaşanan bazı olumsuz deneyimler de olmuyor değil.
Türkiye’den giden hekimlerin yaşadığı olumsuzluklardan en önemli iki tanesi yalnızlık ve dil bariyeri. Doktorlar ilk etapta büyük şehirlerde iş bulamıyor. Bunun yerine daha küçük bir şehir ya da köyde çalışmak zorunda kaldıkları için sosyal yaşam yönünden zorluklar yaşanıyor. Özellikle ilk 6 ay ve bir yılı dolduran hekimler bu noktadan sonra bir kırılma yaşandığını ve sosyal ilişkilerinin geliştiğinden bahsediyorlar. Bir kısmı da kendileri göç ettikten sonra arkadaşlarının peşleri sıra aynı şehre gelmelerini sağlayarak Türkiye’deki sosyal ilişkilerini Almanya’ya taşımış oluyorlar.
Her ne kadar Almanya’ya giderken C1 seviyesinde Almanca gerekse de bu seviye sınavlardan geçmiş olmalarına rağmen hem çalışma hayatının içinde hem sosyal ilişkilerde ön plana çıkıyor. Almanca konuşmamak için diğer göçmen doktorlarla İngilizce iletişim kuranlar oluyor.
Almanya’ya giden doktorlar da tıpkı geçmişte bu ülkeye Türkiye’den misafir işçi olarak gelenler ile benzer şekilde bir arada kalmışlık hissi yaşıyorlar. Almanya’da sürekli misafir gibi hissetme, sürekli dikkatli olma, trafik cezası yediklerinde büyük panik yaşama gibi durumlardan söz edebiliriz.
Erkek ve kadın hekimlerin göç deneyimleri de kendi içinde farklılaşıyor. Göçmenlik deneyimi ve sürecinde sadece motivasyonlara değil, aynı zamanda farklı grupların deneyimlerinin nasıl farklılaştığına da bakmak önemli. Özellikle kadınlık, göçmenlik ve hekimlik kategorileri bir araya geldiğinde ortaya çıkan eşitsizliklerin nasıl yeniden üretildiğini anlamak için çaba sarf etmeliyiz. Hekim göçü azaltılmak veya engellenmek isteniyorsa kadın hekimlerin sorunlarına ayrıca eğilmek gerekli
Türkiye’deki Göçmen Doktorlar
2011 yılında Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda yapılan değişiklikle hekimlerin TC vatandaşı olma zorunluluğu kaldırıldı. Dolayısıyla göçmen doktorların Türkiye’de çalışmasının önü açıldı.
Bunun arkasından 2012 yılında yayımlanan Yabancı Sağlık Mensuplarının Türkiye'de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik ile göçmen doktorların sadece özel sağlık kuruluşlarında çalışabilecekleri belirlendi. 2015 yılında Sağlık Bakanlığı yeni bir proje başlattığını ve şehir hastanelerine yurt dışından doktorlar alınacağını duyurdu. Başta sanki batılı ülkelerden doktor gelecekmiş gibi bir söylemle başlandı ama ilk çalışma yıllarında bu doktorlara yeterince Türkçe bilmedikleri için tercüman verileceği duyuruldu.
2021 itibariyle aile hekimliklerine göçmen hekim alındığını biliyoruz. Burada kamu görevlisi statüsü ile değil aile hekimi statüsünde çalışıyorlar. 2011 düzenlemesi öncesinde de göçmen doktorların TC vatandaşlığına geçerek burada çalıştığını biliyoruz. Bir de Türkiye’ye tıp eğitim almak için gelen doktorlar da var.
Türkiye’ye gelen doktorlar Çalışma Bakanlığından izin alıyorlar ve daha sonra denklik süreçleri başlıyor.
Türkiye’de eğitim aldılarsa denklik süreci aranmıyor. Kendi ülkelerinde eğitim aldılarsa bilim alanı danışma komisyonuna başvuruyorlar denklik kararı çıkmazsa teorik ve pratik bilgilerinin sınandığı bir sınava giriyorlar. Sınav sonucuna göre Türkiye’deki tıp fakültelerinden ek ders almaları istenebiliyor. Göçmen doktorlar Türkiye’de bir şekilde çalışıyor olabilirler ve bazen yeterli Türkçeleri olmadan çalışıyorlar.
Tıp eğitimin iyi olması, kültürel ve manevi benzerlikler ve Türkiye’de klinik deneyimin yoğun olması göçmen doktorların Türkiye’yi tercih etme sebepleri arasında yer alıyor.
Güvencesiz çalışma koşulları, ayrımcılık ve sigortasız çalışma ise burada karşılaştıkları sorunlardan.