Gülmen ve Özakça için kritik süreç
İşlerine geri dönmek için başlattıkları açlık grevinde 96 günü deviren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları kritikleşiyor. İki eğitimcinin ATO tarafından görevlendirilen bir hekim ya da hekim heyeti tarafından muayene edilme isteği ise Adalet Bakanlığı tarafından reddedildi.
Hekim Postası
OHAL KHK’leri ile ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen’in “İşimi Geri İstiyorum” diyerek Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı Önünde 9 Kasım 2016’da başlattığı daha sonra yine ihraç edilen öğretmen Semih Özakça ile birlikte sürdürdüğü direniş 27 Mayıs 2017 tarihi itibariyle 200 güne ulaştı.
Gülmen ve Özakça ihraç edilerek açlığa mahkum edilmeleri karşısında direnişlerini son 96 gündür açlık grevi yaparak sürdürüyorlar. Tüm baskılara rağmen direnişlerini sürdüren ve toplumun çeşitli kesimlerinden kendilerine destek yağan Gülmen ve Özakça’nın direnişi hükümette yeni bir Gezi ya da Tekel Direnişi yaratabilir korkusu oluşturdu. Gülmen ve Özakça’nın direnişi bu korku nedeniyle daha büyük baskılara maruz kaldı. Daha önce defalarca kez gözaltına alınan eğitimciler açlık grevinin 76. gününde evlerinin kapıları kırılarak bir kez daha gözaltına alınıp çıkarıldıkları mahkemece tutuklandılar.
ATO’nun başvurusunu Adalet Bakanlığı kabul etmedi
23 Mayıs günü tutuklanan Gülmen ve Özakça’yı Sincan Cezaevinde ziyaret eden CHP Ankara Milletvekilleri Murat Emir ile Ali Haydar Hakverdi, cezaevi hekiminin muayenesini kabul etmeyen Gülmen ve Özakça’nın, Ankara Tabip Odası’nın görevlendireceği bir hekimin durumlarının takibini yapması konusunda ısrarcı olduklarını açıkladılar. Gülmen ve Özakça’nın isteği üzerine ATO, Adalet Bakanlığına gerekli başvuruyu yaptı. Ancak Bakanlıktan Gülmen ve Özakça’nın ATO tarafından oluşturulacak bir hekim heyeti tarafından muayene ve sağlık kontrollerinin yapılma talebi, ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutukluların muayene ve tedavilerinin öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması halinde devlet ya da üniversite hastanelerinin mahkum koğuşlarında yapılabileceği, gerekçesiyle reddedildi.
Durumları ciddileşiyor
ATO açlık grevinin 92. gününde Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarıyla ilgili bir açıklama yaptı. 8 Haziran Perşembe günü yapılan basın açıklamasında konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut, son 17 günlerini Sincan Cezaevinde geçiren Gülmen ve Özakça’nın gözaltına alınana kadar ATO tarafından yapılan takiplerinin Adalet Bakanlığının izin vermemesi nedeniyle artık yapılamadığını ve kötüye giden sağlık durumları hakkında bilgi alınamadığını söyledi.
Gülmen ve Özakça’nın sağlık açısından en çok ilgiye, biyo-psiko-sosyal desteğe ve hassas bakıma ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Dr. Bulut “Bu aşamada cezaevi koşullarında bulundurulmaları, açlığa ek olarak tutuklu olmanın fiziksel ve psikolojik stresini yaşamaya mahkum edilmeleri tıbbi açıdan kabul edilemez bir durumdur. Diğer yandan Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarında her an çok dramatik bir değişiklikle tedavisi imkansız sekel veya ölüm meydana gelmesi riski olduğu gün gibi ortadadır” diye konuştu.
Çok daha basit sağlık sorunları ile insanların tahliye olduğunu belirten Dr. Bulut “Bizim hekim duyarlılığı ile yaptığımız önerileri ve uyarılarımızı dinlemeyenler; açlık grevcilerinin de en doğal hakkı olan “bireyin kendi doktorunu seçmesi” talebini reddedenler; ciddi sağlık risklerine ilişkin sorumluluğu üstlenecek midir?” dedi.
Polis, anne dinlemedi
Gözaltına alınmaları ve ardından tutuklanmaları sürecinde Gülmen ve Özakça için destek eylemi yapanlara polisin uyguladığı şiddet ve Yüksel Caddesi’nin ablukaya alışı hafızalardan silinmeyecek görüntülere sebep oldu. Polis, Ankara Valiliğinin kararıyla iki gün süresince Yüksel Caddesi’nden geçişleri yasakladı. İki günün sonunda Ankaralıların tepkisine neden olan uygulama kaldırıldı ancak bu sefer de eylemlerin buluşma noktası olan İnsan Hakları Anıtı abluka altına alındı. Bu süreçte Gülmen ve Özakça için yapılan destek eylemlerine polis sert müdahalelerde bulundu. Bu müdahalelerde Özakça’nın eşi ve annesi, yine OHAL KHK’si ile ihraç edilen Veli Saçılık’ın annesi polis şiddetine maruz kaldı. Veli Saçılık da 1 Haziran’da tek başına devam ettirdiği eylemde polisin plastik mermili saldırısına uğradı.