Halk sağlığını düşünmek hala suç! Bilimsel araştırma yasaklanan gizli bilgi sayıldı

Gıda sağlığı ve güvenliği konularındaki çalışmalarıyla bilinen Dr. Bülent Şık hakkında, kanser riski taşıyan ürünleri açıkladığı için dava açıldı. Sağlık Bakanlığı’nın, halkta infiale neden olduğu ve dış alımları etkilediği gerekçeleriyle suç duyurusunda bulunmasının ardından açılan davada bilimsel araştırma gizli bilgi sayıldı. Şık hakkında “yasaklanan gizli bilgileri açıklama”, “yasaklanan gizli bilgileri temin etme” ve “göreve ilişkin sırrı açıklama” suçlamalarıyla 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istendi. 

“Türkiye’yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi!” başlıklı yazısı sebebiyle hakkında dava açılan Şık, söz konusu yazısında Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli’de yapılan araştırmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.

Şık’ın yazı dizisindeki çalışma, 2011-2016 yılları arasında Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüştü. Araştırmanın amacı Türkiye’de kanser vakalarının en fazla görüldüğü bölgeler olan Kocaeli Dilovası ile Ergene Nehri Havzasında yer alan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde çevresel ortamlarda bulunan kanserojen kimyasalları tespit etmekti. 22 Kasım 2016’da yayınlanan 677 sayılı KHK ile Akdeniz üniversitesindeki görevinden ihraç edilen Bülent Şık, bu projede gıda ve su ile ilgili araştırma projelerinin organizasyonu, analizlerin yapılması ve sonuç raporlarının yazımında görev almıştı.

İlk duruşma 7 Şubat’ta görüldü

Şık hakkında açılan davanın ilk duruşması 7 Şubat’ta görüldü.  Duruşmayı HDP Milletvekilleri Ahmet Şık ve Oya Ersoy, CHP Milletvekili Ali Şeker, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Barış İçin Akademisyenler, hak savunucuları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

“Sağlığı korumak için ne yaptılar?”

Duruşma kimlik tespitinin ardından Şık’ın beyanıyla devam etti. Şık beyanında, “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi” başlıklı araştırmanın 16 farklı araştırma projesinden oluştuğunu belirterek, yürütülen projenin amacına ve kapsamına değindi. Suçlamaya konu olan yazı dizisindeki bilgileri başka bir yerden temin etmediğini vurgulayan Şık  “Açıkladığım bilgiler elimde bulunan araştırma verilerini kendi uzmanlık alanımda sahip olduğum bilimsel birikim ışığında yorumlayarak oluşturduğum bilgilerdir. Örneğin araştırmada yer alan gıdalardaki çevresel kirleticilerin belirlenmesine yönelik araştırma projesinin sonuç raporunun yazılmasına çok ciddi bir katkı verdiğimi söyleyebilirim. Dolayısıyla gıdalarla ilgili olarak Cumhuriyet gazetesinde yalnızca bir kısmını yazdığım bilimsel bilgiler bilgisayarımda mevcut, oluşturduğum, oluşumuna katkıda bulunduğum verilerden elde edilmiş bilgilerdi.” Projenin 2015’te bitmiş olduğunu ancak aradan geçen üç yılı aşkın süreye rağmen Sağlık Bakanlığının bir açıklama yapmadığını anlatan Şık, “Bu bilgiler halk sağlığı açısından risk teşkil eden durumlar olduğunu göstermesine rağmen Sağlık Bakanlığı bu olumsuz durumları düzeltmek için herhangi bir ara rapor da açıklamadı. Bakanlık araştırmanın ortaya çıkardığı bu vahim durum karşısında insan sağlığını ama özellikle de çocuk sağlığını korumak için ne yapmıştır?” diye sordu.

“Bakanlık yalanlamadı”

Sağlık Bakanlığının açıkladığı hiçbir bilgiyi yalanlamadığının altını çizen Şık, “Sağlık Bakanlığı elinde bilimsel bilgiler olduğu halde gereken önlemleri almayarak, ilgili kamu kurumlarını uyarmayarak ve kendisine verilen kamu görevlerini layıkıyla yapmayarak insanların ve doğada yaşayan diğer canlıların yaşamlarını tehlikeye atma suçunu işlemiştir. Araştırma çalışmaları bittiğinden bu yana 3 yıldan fazla zaman geçti ve bu geçen üç yıl içinde bakanlığın hangi önlemleri aldığını açıklamasını talep ediyorum. Gerçekte bunu kendimiz ve çocuklarımız için hepimiz talep etmeliyiz. Kendimi çaresizlik içinde kalan insanlara karşı sorumlu hissediyorum. Gerçekleri bilmenin onların hakkı olduğunu düşünüyorum. Bana yöneltilen tüm suçlamaları reddediyor ve beraatımı talep ediyorum.” dedi.

Mahkeme hakimi, avukatların kovuşturmanın genişletilmesi ve derhal beraat kararı verilmesi yönündeki taleplerini reddetti. Mahkeme ayrıca Sağlık Bakanlığı’na müzekkere yazılarak suça konu rapor ile ilgili olarak raporun açıklanmasının yasaklanmasına dair bir karar alınıp alınmadığı ve ilgili birimlere iletilip iletilmediğinin sorulmasına, Şık haricinde bir kişi tarafından olayla ilgili olarak herhangi bir haberin yayınlanıp yayınlanmadığının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilerek dijital rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verdi. Duruşma 30 Mayıs’a ertelendi.

Bülent Şık hakkında açılan davanın bir benzeri Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanlığı’nı yürüttüğü dönemde yaptığı araştırma nedeniyle Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu hakkında da açılmıştı. Dr. Hamzaoğlu, ‘Endüstri yoğun bölgelerde yaşayanlarda ölüm nedenleri: Dilovası örneği’ başlıklı çalışmasında annelerin ilk sütünde ve bebeklerin ilk kakalarında bazı ağır metallere ve eser elementlere rastlandığını kamuoyuna açıklamış, endüstri yoğun bölgelerde kansere bağlı ölümlerdeki aşırılığı gözler önüne sermişti. Araştırmanın açıklanmasının ardından Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı ve Dilovası Belediye Başkanının Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’na şikayeti üzerine açılan dava ve soruşturmalarda Dr. Hamzaoğlu’nun, 2 ila 4 yıl arasında hapis istemiyle yargılanması istenmişti. Görülen davalar Dr. Hamzaoğlu lehine sonuçlanmıştı.