Hekimden, eğitime destek

Kars’ın küçük bir köyünden çıkıp, okumak için Ankara’ya gelen Dr. Yusuf Bayraktar, kendisi ile aynı yollardan geçen gençlerin eğitimine verdiği burslar ile destek oluyor. Bugüne kadar yüzü aşkın öğrenciye burs veren Dr. Bayraktar, bundan sonra yapmayı planladığı çalışmaları Hekim Postası’na anlattı.

Röportaj: Sibel Durak

Dr. Yusuf Bayraktar ve burs verdiği gençleri birleştiren ortak nokta memleketleri Kars. Çocukluğu, Ardahan’ın Çıldır ilçesinin Sazlık köyünde geçen Dr. Bayraktar o günleri “Çocukluğumuz zorlukla geçti ama güzelliği de çoktu. Özgürdük dağlarda, tepelerde.” sözleriyle anlatıyor. En büyük şanslarıysa köylerinde bir okulun bulunması. “Mustafa Kemal’in sayesinde okulumuz vardı. Buradan 1200 km uzakta küçük bir köyde ilkokul bulmak en büyük şansımızdı.” diye sürdürüyor sözlerini.

İlkokulun ardından köye 3 km uzaktaki kazada bulunan ortaokulu, sonrasında Kars’ta liseyi okuyor. O dönem Ankara’dan gelen 4 öğretmeni yeni şansı oluyor. Aldığı eğitim sayesinde tıp fakültesi sayısının parmakla sayıldığı yıllarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanıyor.

1975 yılında tıp doktoru, 1980 yılında iç hastalıkları, 1986’da gastroenteroloji uzmanı ve aynı yıl iç hastalıkları doçenti oluyor. Almanya’da endoskopi eğitimi alıyor. Japonya’da karaciğer kanserleri üzerinde çalışarak yandal uzmanlık tezini tamamlıyor. 1995 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi İngilizce grubuna profesör olarak atanıyor.

“Burslar kendime ve topluma yaptığım en büyük iyilik”

Öğrenim hayatı, meslek yaşantısı ve yurtdışı deneyimleri ile geçen bu yılların ardından kendi anlatımıyla 46 yaşında hayata atılıyor Dr. Bayraktar. Meslekte artık kendini kanıtlamış bir doktor olarak o yaştan sonra para kazanmaya başlıyor çünkü.

Mesleği ve yaşamı ile ilgili gereksinimleri sağladıktan sonra kazandığı parayı kendisini mutlu edecek bir amaç için kullanmaya karar
veriyor. Çok sevdiği Kars’a elini, Kars’tan çıkıp Türkiye’nin herhangi bir yerine eğitim için giden gençlere burs vererek uzatıyor.

Yaklaşık 15 yıllık süre zarfında yılda 10-12 öğrenciye burs vererek eğitimlerine destek olan Dr. Bayraktar “Kendime, topluma yaptığım en büyük iyilik ne diye sorduğumda, yüreğimi genişleten, ferahlatan cevap verdiğim burslar oluyor.” sözleri ile duygularını paylaşıyor.

Burs verdiği öğrencilerin çoğunu tanımıyor Dr. Bayraktar, ama onlar Dr. Bayraktar’ı yıllar sonra bulup teşekkürlerini iletiyorlar. Dr. Bayraktarın, en büyük temennisi bu gençlerin meslek hayatına atıldıklarında başka gençlere el uzatması. 

Köyüne kültür merkezi ve butik otel kazandırdı

Dr. Bayraktar’ın coğrafi ve ekonomik olarak pek çok dezavataja sahip memleketi için yaptıkları sadece burs ile kalmıyor. Köyünde babadan kalma tarlaya Selçuklu ve uzak doğu mimarisinin harmanlandığı, yöreye özgü bazalt
taşların kullanıldığı, üzeri Selçuklu çiçek işlemeleri ile süslü bir kültür merkezi kazandırıyor önce.

Ancak bilmeden Köy Kanunu’na aykırı şekilde tarla üzerine yapılan merkez için yıkım tehlikesi baş gösteriyor. Bu noktada doğanın ve yerel kültürlerin güzelliklerini tanıtırken bir yandan da çevreyi koruyan, turizm öznesi durumundaki bölgenin yerli halkını da sosyo-ekonomik olarak sürece dahil eden bir turizm anlayışı olan eko-turizm imdadına yetişiyor. Böylece kültür merkezinin yanına olanaklarını zorlayarak bir de butik otel yaptırıyor. Özellikle kışın bir cazibe merkezi olan Çıldır Gölü’ne 2 km uzaktaki köyü eko-turizm ile
kalkınsın diye.

İçinde yöresel halı, kilim, ev aletleri sergilenen bir müze ve kütüphane bulunan kültür merkezi ile butik otelde yöre halkı çalışıyor. Dr.
Bayraktar’ın bundan sonraki hedefi butik otelden elde edilecek geliri burs olarak dağıtmaya devam etmek.

Tamamen kendi olanaklarıyla, devletten hiçbir destek almadan yaptıkları için “ne gerek vardı, bunca yükün altına girmeye” diyenlere Dr.
Bayraktar’ın cevabı ise “Yaptıklarımdan mutluyum. Parayı cebimde saklasaydım ne yapacaktım. Aydan aya gidip kaç faiz gelmiş ona mı bakacaktım.  Şimdi biraz borcum var olsun. Benim için doğduğum yer kutsaldır.” oluyor.