Hekimler En Çok İç Hastalıkları İstiyor
Hekimler TUS’ta en çok iç hastalıkları, aile hekimliği ve göz hastalıkları bölümlerini tercih etti.
Hekim Postası
ÖSYM tarafından 2020-TUS 1. ve 2. Dönem Değerlendirme Raporu yayımlandı. Ocak 2021’de yayımlanan rapora göre 6 bin 155’i birinci dönem, 6 bin 24’ü ikinci dönem olmak üzere 2020 TUS’unda toplam 12 bin 179 kontenjan açıldı.
Sınava giren 25 bin 167 hekimden 5 bin 122 kadın, 4 bin 680 erkek olmak üzere toplam 9 bin 802 hekim tercihlerine yerleştirildi. 2377 kontenjan ise dolmadı.
Yerleştirme sonuçlarına göre TUS 1 ve 2. Dönemlerde en fazla tercih edilen bölüm İç Hastalıkları oldu. İç Hastalıkları bölümünü birinci yerleştirmede 1882 ikinci yerleştirmede 1942 hekim tercih etti. İç Hastalıklarından sonra Aile Hekimliği, Göz Hastalıkları, Anestezi ve Reanimasyon ile Ruh Sağlığı ve Hastalıkları geldi. Bu bölümleri Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Radyoloji, Deri ve Zührevi Hastalıklar, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ile Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları izledi.
Sınavda cerrahi branşlar son yıllarda olduğu gibi yine en az tercih edilen branşlar oldu.
Yerleşen adayların cinsiyet dağılımına göre 2020 TUS’unda kadın hekimlerin yerleştirmede ağırlıklı olduğu branşların başında İç Hastalıkları, Aile Hekimliği, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Anestezi ve Reanimasyon geldi.
Ortopedi ve Travmatoloji bölümüne 2, Ürolojiye ise 4 kadın hekim yerleşti. Yerleştirmede kadın hekim sayısının daha az olduğu diğer branşlar ise Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Kardiyoloji…
Acil Tıp, Ortopedi, Genel Cerrahi, Radyoloji, Üroloji, KBB ve Kardiyoloji ise erkek hekimlerin yerleştirmede ağırlıklı olduğu bölümlerin başında yer aldı
Sonuçlar cinsiyet eşitsizliğinin yansıması
Ankara Tabip Odası Kadın Hekimlik Komisyonu’nun yerleştirme sonuçlarına ilişkin açıklamasında sonuçların toplumun tüm kesimlerimde yaşanan cinsiyet eşitsizliğinin sağlık ortamındaki yansıması olduğu belirtildi.
Açıklamada, “Sağlık uğraşlarında süregelen erkek egemen yapıdan kaynaklı olarak, uzmanlık alan seçimlerinde, akademik yaşamda yükselmelerinde, mesleki gelişimlerinde, mesleki uygulamalarının değerlendirilmesinde, yönetici konumlarda yer alışlarında, özlük haklarını elde etmelerinde, özel yaşamlarını planlamalarında, çocuk doğurma ve yetiştirme süreçlerinde, kamusal yaşama ve mesleki örgütlenme çalışmalarına katılımlarında kadınların aynı konumdaki erkek meslektaşlarından daha dezavantajlı olduğu belirgindir. Toplumdaki ataerkil normlar ve tıptaki eril söylem, çalışma ortamlarında kadın hekimlere yönelik mobbing ve her tür şiddet davranışının sıradanlaştırılmasına katkıda bulunmaktadır.” denildi.
Sorunların görünür kılınarak çözüme ulaşma çabasında, çalışma ortamlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya dönük düzenlemelerin, tutum belgelerinin, stratejik eylem planlarının oluşturulması ve yaşama geçirilmesi ve bu süreçte sağlık uğraşlarında görev alan kadınların dayanışması ve meslek örgütlerinin soruna sahip çıkmasının önemine değindi.
Her fırsatta toplumsal cinsiyet eşitliğini vurgulayan Ankara Tabip Odası’nın başta sağlık ortamı olmak üzere toplumun tüm kesimlerinde bu bilincin oluşması için çalışmayı sürdüreceği duyuruldu.