Hep Güzeldiniz, Hep Güzelsiniz

Paylaş:

Dr. Muhsin Boz

Nisan 2024, Eskişehir

1994 Nisan ayında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden, intaniye uzmanlığımı aldıktan sonraki ilk görev yerim Mar­maris’ti. 2000 yılı Haziranına kadar Marmaris halkına sağlık hizmet verdim. Marmaris’in; Türkiye’nin sayılı turistik il­çelerinden biri olması, bahar ve yaz aylarında fiyat artışla­rına neden oluyordu. Biz me­murlar ve işçiler geçimde zor­lanıyor, kendi ülkemizde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gö­rüyorduk. Bu yüzden pek çok memurun tayin isteyip ayrıl­dığını hatırlıyorum. Geçim zor­luğu nedeniyle güzelim bir yer­den başka bir yere gitmek, göç­mek…
 

1999’da; söz ettiğim nedene ek olarak pek çok nedenden dolayı, memleketim Antakya’ya tayin yaptırmak istedim. Ba­kanlık kadrolarına göre Antak­ya doluydu ve oraya tayin yap­tırmak zordu. Hatay’ın başka yerlerine baktım. Hanlarının kırık olduğu, kadrosu boş bir ilçe vardı. Hiçbir siyasiye baş­vurmadan, rica etmeden ata­mamın yapılması gerekiyordu ama olmadı. Meclise gittim. Bu işlerle uğraşan bir Hatay milletvekiline başvurdum. Odasının bekleme salonundayım. Kabul edildim. Kendimi tanış­tırdım. Kısa süren bir sohbetten sonra meramımı anlattım. Bana baktı, beni süzdü ve 25 yıldır (bir çeyrek asır) hâlâ hafızam­dan silinmeyen, neredeyse beynime kök salan şu soruyu sor­du: “Tayininizi yaptırmam ha­linde, hanlarının kırık olduğu ilçe halkına güzel hizmet ve­recek misiniz?” Soru tuhaf gel­diği için bir an bocaladım: “El­bette… elbette vereceğim,” diye cevap verdim elimi alnıma gö­türerek. Tayinim olmadı, ya­pılmadı. Bir yıl sonra Antakya SSK Hastanesi’ne, başka bir si­yasinin yardımıyla atandım.

İlçe sekiz yıl boyunca inta­niye uzmanı görmedi. Halk; bırakın branşımızın güzel hiz­metinden, sıradan hizmetinden bile mahrum bırakıldı. 2007 yılında bir kadın hekim orada göreve başladı. Branş hekim­lerinin ya da Sağlık Müdürlü­ğü’nün bir toplantısında tanış­mıştık sanırım. Zaman zaman bu tür toplantılarda görüşüyor, kısa tababet sohbetleri yapı­yorduk. Bunun dışında, ailecek veya başka ortamlarda görüş­memiz olmadı. Yıllar içinde SSK hastaneleri Sağlık Bakan­lığına devredilmiş ve ben An­takya Devlet Hastanesi’nin bir çalışanı olmuştum. 2013 yılında emekli olduktan kısa bir süre, Antakya Devlet Hastanesi’nde göreve başladı. Sanki benim yerime geçmiş gibi saydım hep. Bir tür halef selef misali (!) Hastane, o zamanlar bölge has­tanesi gibi çalışıyordu ve iş temposu çok ağırdı. Bir gün, söz ettiğim toplantıların birinde yeniden karşılaştık. Rengi so­luktu, çok yorgun görünüyordu. Karşılıklı hal hatır sormalardan sonra şöyle demişti: “Ben han­ları kırık ilçemin hastanesinde sekiz yıldır doktorculuk oynu­yormuşum (!) da haberim yok­muş. Devlet Hastanesi’nin iş temposu çok ama çok ağır!”

Branş hekimleri toplantıları, sağlık müdürlüğü eğitimleri ve bilgilendirmeleri nedeniyle pek çok kez bir araya gelindi. Top­lantılara ben geldiysem o yok­tu, o geldiyse ben yoktum. 2022 yılı Aralık ayında, Sağlık Mü­dürlüğünün Gündüz Caddesin­deki binasında bir araya gelindi yeniden. Eğitim ve bilgilendir­me, ayrıca kendisi tarafından yapılacaktı. En son gördüğüm­deki solgun hali kaybolmuş, neşeli ve mutlu bir havası var­dı. Yanına gittim ve hal hatır sordum. “Çok oldu görmeyeli. Hiç değişmemişsin,” dedim. Her iki elini saçlarına götürüp, aşağıya doğru zarif bir şekilde yavaşça indirdi. “Hâlâ çok gü­zelim, değil mi abi,” dedi. Bek­lemediğim cevap karşısında, “Elbette… elbette! Hep güzel­diniz, hep güzelsiniz,” diyecek­tim.

6 Şubat 2023 depreminde, oğluyla beraber sonsuzluğa göz kırptı. Öyle ki, cansız bedeni bile bulunamadı. Onun gibi pek çok güzel insanımızı, he­kimimizi, sağlık çalışanımızı kaybettik.

Yaşar Kemal’in dillere pele­senk olmuş sözleri ile bitirmem şart oldu. “O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler.”