Neden mi bindim ambulansa…

Paylaş:

Dr. Onur Naci Karahancı

ATO Yönetim Kurulu Üyesi 

 

Bu hükümet

Pir Sultan’a pasaport vermiyor,

Onu anladık.

Yunus Emre’ye de

Basın kartı vermiyor,

Onu da anladık.

Ama bu hükümet

Ferman çıkarmış

Karacaoğlan’ı

Otobüse bindirtmiyor.

                               Cemal Süreya

Yaw bu Cemal Süreya’nın hükümeti daha neler yapmış diye bir baktım… Pes vallahi az bile yazmış… Bu hükümet hakkını savunanlara çapulcu demiş de gaz ve toz bulutuna döndürmüş koca memleketi günlerce… Akciğerlerine gaz kaçanlara koşan hekimlere ‘ne yapıyonuz la’ demiş de peşlerine düşmüş mahkeme mahkeme…

Cemal abinin (abiyi samimiyetten yazıyorum, güzel insandır anlar beni) hükümet, zeytin ağaçlarını keser altını siyanür doldurur olmuş da yetmez gibi bir de zeytinyağı ithal ediyormuş. Yaylayı ova yapıp satmaya çalışmış da hükümet; ovadakilere de düzlükte yayla havalı evler satmaya çalışan araba koleksiyoncularıyla sıkı fıkı olmuş. Sonra meğer ne çok şeyde kandırıldığını fark edip ağlarken hükümet, Cemal abiyi şairlikten ihraç eder olmuş; anlamadığı ama halk beğendiğine göre bunda bişey vardır dediği şiirleri yüzünden.

Cemal abinin üniversiteden arkadaşları varmış. Hani, işte bu benim hayalini kurduğum özgür üniversitenin hocaları olur diyeceğin kişiler hepsi de… Hükümet otobüse bindirmese gene iyi, Cemal abinin dediğine göre sırf yine ne dediklerini anlayamamanın hasetiyle, bu hocaları da Cemal abiyle birlikte ihraç ediyom demiş (toplumdan yavaş yavaş ihraç olurken).  Eee bir de en korkulan laf haline getirdikleri ‘barış’ demesinler mi hocalar; bu sefer Pir Sultan’la birlikte pasaportlarına da el koymuş.

Oku oku bitmedi Cemal abinin hükümetinin yaptıkları ama işte anlayın perşembenin gelişini, çarşambadan bahsettiklerimle… Cemal abinin Karacaoğlan’ı otobüse bindirtmedikleri kadar anlamadığı bir şey daha varmış: Ambulansa binip ölüme karşı yaşam diye yola düşen sağlıkçıları, (işini hatırlattıkları) hükümet neden ambulanstan indirip bir de mahkemelere vermiş? Cemal abi korkmasın dedi sağlıkçılar: Nasıl gazların içinde yaşam için koştuysak, ağaçlar kesilmesin diye sarıldıysak onlara, yaşam için her yerde var olmaya çalıştıysak, bundandır ambulansa binmemiz. Gönlünü rahat tutsun dedi sağlıkçılar haklı olmanın verdiği özgüvene dayanarak (sağlıkçıların dediğine göre bu dayanak, Arşimet’in dünyayı yerinden oynatacağını iddia ettiği dayanaktan bile sağlammış)… Pir Sultan pasaportunu alacak, Yunus Emre basın kartını… Karacaoğlan da binecek otobüse… Tabi ki bir daha yaşam için yollara düşen bizleri de hiçbir hükümet indiremeyecek ambulansımızdan. Biz anlatamadıysak Nazım anlatır en iyi deyip bir de şiir yolladılar.

 

Annelerin ninnilerinden

spikerin okuduğu habere kadar,

yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,

anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,

anlamak gideni ve gelmekte olanı.

Nazım Hikmet