Nikotin Ürünleri
Dr. Çağla Uyanusta Küçük
Dünyada her yıl tütün ve tütün ürünlerine bağlı 7 milyon ölüm olduğu biliniyor. Dünyanın en kanlı savaşı olarak bilinen 2. Dünya Savaşı’nda ölen kişi sayısı 7-8 yılda tütün ürünlerinden ölen kişi sayısı kadardı, yani 40-50 milyon kişi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tütün kontrolü alanında kararlılıkla uygulanacak önlemler alınmadığı takdirde 2030 yılına dek bu rakamın yılda 8 milyon ölümü bulacağını belirtiyor. Türkiye’de de her yıl 100.000 kişi nikotin bağımlılığı nedeniyle kullanılmaya devam edilen tütün ve tütün ürünlerine bağlı hastalıklardan ölüyor ne yazık ki.
Her ne kadar tütün kontrolü alanındaki mücadele 2000’li yıllarda hız kazanmış gibi görünse de Türkiye’de bu alanda mücadele aslında 1990’larda başlamıştı. 2003 yılında DSÖ Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nin ( TKÇS) imzalanması elbette çok önemli bir adımdı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tütün kontrolü alanında ilk yıllarda başarılı sonuçlar elde etti şüphesiz, ancak hedeflenen sonuçlara ulaşıldığının söylenmesi küresel erişkin ve gençlik tütün araştırmaları sonuçlarına göre zor. 2012 yılında % 27.1 olan tütün bağımlısı oranı 2014’te %32.5 oranına çıktı. 2003-2012 yılları arasında genç kızlarda herhangi bir tütün ürünü kullanma oranının %37 ve bir yıl içerisinde herhangi bir tütün ürünü kullanmayı düşünenlerin oranının ise %111 oranında arttığı saptandı. 2002 -2014 yılları arasında ise yerli tütün üretiminin % 54 azaldığı, 2010 -2015 yılları arasında tütün ithalatının %37 arttığı, ayrıca 2010-2016 döneminde piyasaya sunulan tütün ürünü çeşitliliğinin % 99 oranında arttığı biliniyor. Tüm bunlar hiç kuşkusuz tütün kontrolü eylemlerinin tütün endüstrisini ve bu endüstrinin üretim ve pazarlama stratejilerini kapsam dışında bırakması nedeniyle gerçekleşti. Bütün bu sürecin sonucu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) 27.9.2017 tarihinde sunulan “Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın toplum sağlığını tehdit eden önemli değişiklikler içerdiği, yeni kanun tasarısının 68-71. maddelerinin ”sigara ve diğer tütün mamülleri kategorisine girmeyen yeni tütün mamülleri”nin üretimine, ithalatına, satışına izin verilmesinin önünü açacağı görüldü. Kanun tasarısı bu yeni ürünlerin vergilendirilmesinin de farklı olabileceği konusunda da işaretler içermekteydi.
Yasa tasarısında yeni tütün mamülleri olarak tanımlanan nikotin ürünleri dünyada “dumansız sigara ” olarak bilinse ve Tütün Endüstrisine göre sigaraya göre zararsız olduğu iddia edilse de bu ürünlerin sağlığa zararlı olmadığına dair herhangi bir kanıt bulunmadığını biliyoruz. Tütün ürünlerinin kullanımından pasif olarak etkilenenlerin bile tütüne bağlı hastalıklarla hastalanacağı ve yaşamlarını kaybedebilecekleri biliniyorken bu maddelerin zararsız olacağı nasıl iddia edilebilir? Tütün ve nikotinin güvenli dozu yoktur, nikotin hangi dozda olursa olsun bağımlılığa neden olur. Ayrıca bu cihazların kullanım şekli sigara içme davranışını taklit eder. Nikotinin bağımlılık yapıcı etkisi nedeniyle farklı bir tütün ürünü kullanan kişilerin diğer tütün ürünlerine geçişi ve çoklu tütün ürünü kullanımı kolaylaşmaktadır.
Unutulmamalıdır ki nikotinin ısıtılarak veya yanarak alınması da bağımlılık yapıcı etkisini ortadan kaldırmaz. Ayrıca ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülen daha önce light sigara, filtreli sigara, nikotin bağımlılık yapmaz diye edilen yeminlerde olduğu gibi tütün endüstrisinin ‘yine yeni’ aldatmacalarından biri . Tütün endüstrisinin elbette kapalı alan yasaklarının, en nihayetinde tütün kontrolü kanunlarının dışında kalacak çözüm üretme peşinde olduğu malum. Tütün endüstrisi dokümanlarında yarım yüzyıl öncesinde bile elektrikle ısıtılan sigaralardan bahsedilmekte, cihaz çizim ve patent işlemleriyle ilgili bilgilere rastlanmakta olduğu da bir gerçek.
Unutulmaması gereken başka bir nokta daha var. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 58. Maddesi, devleti gençleri bağımlılıklardan korumakla yükümlü kılar. Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi 5.2 ‘inci maddesi ise devletin sadece tütün değil nikotin bağımlılığı ile de mücadele etmesini açıkça talep eder. Yani devlet TKÇS’yı imzalarken asıl meselenin nikotin bağımlılığı olduğunu, bağımlılığın bu nedenle sürdüğünü, bunun bir hastalık olduğunu kabul edip, konuyla ilgili mücadele edeceğini taahhüt etmiş oldu.
Tüm bunlar olurken Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu ( TTB-UDEK ), Türk Toraks Derneği ( TTD ) ve Sağlığa Evet Derneği ( SED) başta olmak üzere birçok sivil toplum örgütü art arda yayımladıkları ses getiren basın açıklamalarıyla ilgili torba yasada konuyla ilgili geri adım atılmasını başardı. Elbette mücadele bitmiş değil. Sağlıklı yaşamanın en temel insan haklarından biri olduğunu, bağımlılık yapıcı maddelerle özgürlükten bahsedilemeyeceğini ve bakan düzeyinde sözü verilen düz paket uygulaması ( yani düz, tek renk, marka logo, renk ve yazılarını içermeyen sigara paketi) ile adım atılarak TKÇS maddelerinin kararlılıkla uygulanması için verilecek mücadele ile yola devam edilmelidir.
Kaynaklar:
- İTO, SED ve TTD Basın Açıklaması http://saglikenstitusu.org.tr/Haber/1048/Torba-yasadan-cikarilan-%93isitilmis-tutun%94-urunlerinin-yerine-duz-paketin-girmesini-talep-ediyoruz.aspx
- TTD Nikotin Ürünleri ile ilgili basın açıklaması http://www.toraks.org.tr/news.aspx?detail=4209