Özel hastaneler mercek altında

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu “Özel Hastane İşyerlerinde Çalışma Ortam ve Koşullarına Yönelik Programlı Teftiş Sonuç Raporu”nda özel hastaneleri mercek altına aldı. Yüzde 96’sı tehlikeli işyeri sınıfında yer alan hastanelerin yüzde 96’sının çalışma sürelerine ilişkin hükümlere, yüzde 91’inin yıllık ücretli izin hükümlerine, yüzde 85’inin fazla çalışma hükümlerine, yüzde 72’sinin ücrete ilişkin yasal düzenlemelere, yüzde 57’sinin ulusal bayram ve tatil çalışmalarına aykırı davrandığı tespit edildi. İşin yürütümü ve iş sağlığı ve güvenliği yönünden sağlık çalışanının sağlığını doğrudan tehdit eden, öte yandan  malpraktis gelişimini kaçınılmaz kılacak mevzuat ihlalleri tespit edildi.

Hekim Postası

Son yıllarda özel hastanelerin gittikçe gelişerek yoğun istihdam alanlarından biri haline gelmesi bununla beraber hastane işyerleri ile ilgili iş mevzuatına ilişkin şikâyet ve ihbarların artması Çalışma Bakanlığını harekete geçirdi. Bakanlık özel hastanelerde yaşanan mevzuat ihlallerini teftiş raporu ile ortaya çıkardı.

Teftiş kapsamında 40 iş müfettişinden oluşan 20 heyet 33 ilde 267 işyerinde 43 bin 289 kadın, 25 bin 813 erkek olmak üzere toplam 69 bin 102 sağlık çalışanına ulaştı.

Özel sağlık sektöründe fazla çalışılıyor, ücret ve izin konusunda mevzuata aykırı davranılıyor

Teftiş edilen özel hastanelerin yüzde 96’sının çalışma sürelerine ilişkin hükümlere, yüzde 91’inin yıllık ücretli izin hükümlerine, yüzde 85’inin fazla çalışma hükümlerine, yüzde 72’sinin ücrete ilişkin yasal düzenlemelere, yüzde 59’unun postalar halinde çalışma hükümlerine, yüzde 57’sinin ulusal bayram ve tatil çalışmalarına aykırı davrandığı tespit edildi.

Hekimlerin de içinde bulunduğu tüm sağlık çalışanlarının ücret ve izinleri konusunda mevzuata aykırı davranıldığı ortaya çıktı. Raporda iş sözleşmelerinin mevzuata uygun düzenlenmemesinin sık karşılaşılan ihlallerden olduğu belirtildi. 115 işyerinde 13 bin 91 çalışana Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği usul ve esaslarına uygun olarak yıllık ücretli izin kullandırılmadığı veya eksik kullandırıldığı tespit edildi.

Raporun dikkat çekici bir başka başlığını da radyoloji birimlerinde iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi vb. işlerde ve işyerlerinde çalışan işçilere 3153 sayılı Kanuna aykırı olarak fazla çalışma yaptırılması oldu.

Teftişi yapılan işyerlerinin yaklaşık yüzde 85’inde fazla çalışma yapıldığı ve özel sağlık sektörünün fazla çalışmanın yoğun olarak uygulandığı sektörlerden olduğu tespitinde bulunuldu.

Teftişi yapılan 150 işyerinde 13 bin 401 işçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yaptıkları, işçilerin çalışmış oldukları ulusal bayram ve genel tatil günleri için 4857 sayılı İş Kanununun 47. Maddesi gereği ödenmesi gereken ilave ücretlerin ödenmediği, 2 işyerinde 588 işçiden bu tatil günlerinde çalışmaları için onaylarının alınmadığı tespit edildi.

Teftişlerde 12 işyerinde 1293 işçiye 4857 sayılı İş Kanununun 46. Maddesi gereği yedi günlük zaman dilimi içinde en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilmediği belirlendi.

Günlük en çok 11 saat ve gece döneminde en çok 7,5 saat olan çalışma sürelerine ya da 4857 sayılı İş Kanunu’nun 69. maddesinde yer alan sağlık hizmeti yürütülen işlerde gece 7,5 saatin üzerinde çalışma yaptırılabilmesi için “işçinin yazılı onayının alınması şartı”na ilişkin hükme uyulmadığı, 3 posta ile yürütülmesi gereken işlerde 2’ li çalışma düzeninin yaygın olduğu görüldü.

İş sağlığı ve güvenliği çalışanlar için uygun değil

Özel hastanelerde, çalışan sağlığını doğrudan tehlikeye atan güvenlik ihlallerinin azımsanamayacak düzeyde olduğu tespit edildi. Kimyasal maddelerle çalışma, biyolojik etkenlere maruziyet risklerinin önlenmesinde aykırılıklar izlendi. Radyasyon maruziyeti olabilecek yerlerde maruziyeti önlemeye yönelik yeterli önlem alınmadığı, kemoterapi ünitelerinin bazılarında kullanılan ilaç dolu infüzyon setlerinde ilaç sızıntısı  olduğu  ve  yeterli önlem alınmadığı, azot protoksit tüp bölümünde gaz algılama sistemi bulunmadığı, mikrobiyoloji laboratuvarlarında gram boyaların, kullanımı bittikten sonra lavabolara döküldüğü, bazı laboratuvarlarda kişisel ölçüm yapılmadığı ve gaz dağılımına karşı gerekli önlemlerin alınmadığı, laboratuvarlarda göz duşu mevcut olmadığı gözlendi. Tıbbi atıkları taşımakla görevli personele yaptığı işe uygun kişisel koruyucu kıyafet ve eğitim verilmediği, acil eylem planında biyolojik etkenlerle yapılan çalışmalarda meydana gelebilecek kaza, etkilenme gibi hususlarla ilgili prosedürler hazırlanmadığı tespit edildi.

İşyerlerinde acil durumlarda ilkyardım, arama, kurtarma, tahliye ve yangınla mücadele konularında yeterli sayıda destek elemanı görevlendirilmediği, acil eylem planında eksiklikler bulunduğu, planların güncellenmediği, acil durum tatbikatlarının yapılmadığı da kayda geçen eksikliklerden oldu. İş Sağlığı ve Güvenliği risk değerlendirmesinde kullanılan yöntemlerin uluslararası standartları esas almadığı, çalışmayı yapan kişilerin yetkin olmadığı bilgisine yer verildi.

Sirkülasyon yüzünden kıdemli çalışan bulunmuyor

Teftişi yapılan işyerlerinde istihdam edilen işçilerin kıdemlerine göre dağılımı incelendiğinde işçilerin yüzde 15’inin 6 aydan az, yüzde 25’inin 6 ay-1,5 yıl, yüzde 23’ünün 1,5-3 yıl, yüzde 17’sinin 3-5 yıl, yüzde 13’nün 5-10 yıl arası ve yüzde 7’sinin 10 yıldan fazla hizmeti bulunduğu görüldü. Raporda toplam çalışanların yüzde 40’ının 1,5 yıldan az kıdemi bulunması sektördeki sirkülasyon yoğunluğuna bağlandı.

Çalışanların yüzde 40’ı asgari ücret seviyesinde ücret alıyor

İşçilerin çalıştıkları bölümler itibariyle dağılımı incelendiğinde yüzde 66’sının “Doktor, hemşire, ATT ve yardımcı sağlık personelinden oluştuğu, yüzde 34’ünün ise “İdari Hizmetler ve Diğer Hizmetler” görevlerinde yoğunlaştığı rapora giren bilgiler arasında yer aldı. Teftişi yapılan işyerlerinde çalışan işçilerden yüzde 93’ünün belirsiz süreli, yüzde 5’inin belirli süreli, yüzde 2’sinin kısmi süreli, 2 işçinin de çağrı üzerine dayalı iş sözleşmesiyle çalıştığı belirlendi.  Belirli süreli hizmet akdi ile çalışanların büyük bir çoğunluğunu doktorlar oluşturuyor. Çalışanların yüzde 40’ının asgari ücret seviyesinde, yüzde 60’ının ise aylık asgari ücretin üzerinde ücret aldığı raporda yer alan sonuçlardan oldu.

Müfettişlerden çalışma şartlarına dikkat çeken yorum

Teftiş raporunda  iş müfettişlerinin  sektörle ilgili görüş  ve önerilerine de yer verildi. Hekim ve sağlık personelinin nöbet sonrası dinlenmeden çalışmalarının gerek hastalar gerekse sağlık çalışanları açısından mağduriyetler doğurabileceğine işaret eden müfettişler bu çalışma biçimini personel yetersizliğine bağladı. Şehir hastanelerinin sayısının hızla artmasının sektördeki personel ihtiyacını artıracağına da işaret eden müfettişler  iş gücü ihtiyacını karşılamak adına üniversitelerin sağlıkla ilgili bölümlerindeki kontenjan sayılarını artırılması görüşünü savundu.

Müfettişlerin önerileri içinde sağlık meslek lisesi mezunu kişilerin mezun olduktan sonra sağlık sektöründe kalmasını sağlamak için bir takım teşvik edici politikaların geliştirilmesi, sağlık personelinin ücretlerinde tatmin edici bir taban ücret belirlenmesi, kamu sektöründe sağlık personelinin ücretlendirilmesi esaslarının özel sektör için de geçerli olmasının sağlanması, işçilik maliyetlerinin düşürülmesi, uzun süre çalışan sağlık personeli için uygun dinlenme yerlerinin hazırlanması yer aldı.