Pandemide Tıp Öğrencisi Olmak

Eğitimde fırsat eşitsizliği online eğitim sürecinde kendini tümüyle gösterirken, tıp fakültelerindeki öğrenciler de ülkenin diğer öğrencileri ile benzer sorunları yaşadılar.

Pandemi sürecinde fakültenin ilk yıllarında olan tıp öğrencileri en büyük sıkıntıyı online eğitim sürecinde yaşadı. Pandeminin altıncı ayında TTB Tıp Öğrencileri Kolu’nun “Pandemide Tıp Fakültesinde Öğrenci Olmak” anketi tıp öğrencilerinin de diğer öğrenciler gibi sürecin başlangıcından beri yaşatılan belirsizlik ve kaos ortamı, eğitim materyallerine ulaşmada yaşanan fırsat eşitsizlikleri, ders içeriklerinin yetersiz kalması, pratik eğitimlerin aksaması gibi benzer sorunlarla karşılaştıklarını gösterdi. Bu dönem yapılan ankete katılan öğrencilerin yüzde 78’si online eğitime katıldığını ancak eğitimden verim alamadığını belirtti. Öğrenciler, tıp eğitiminin-hocaların online eğitime uygun olmadığı- uyum sağlayamadığı görüşünü bildirdiler. Öte yandan öğrencilerin yüzde 35’i derse katılacak uygun ortamı bulamadığı, yüzde 34’ü internet erişimi sağlayamadığı ve yüzde 28’i de yeterli ekipmana ulaşamadığı için eğitimden verim alamadığı yönünde görüş bildirdi. Derslere katılmayan öğrenciler de benzer sebepler nedeniyle derslere katılmadığını söyledi. Öğrencilerin yüzde 52’si verim alamayacağını düşündüğü için, yüzde 33’ü hocaların online eğitime uyum sağlayamadığını düşündüğü için, yüzde 32’si internete erişimde sorun yaşadığı için, yüzde 25’i ise uygun çalışma ortamı bulamadığı için online eğitim sürecine dahil olmadı. Öğrenciler aldıkları eğitimin verimsizliğinden ötürü ilerleyen dönemler için kaygılarını dile getirdiler

Pandemide intörn hekim olmak

Fakültenin ilk yıllarındaki öğrencilerin yaşadıkları sorunların yanında bu dönemi intörn hekim olarak sahada geçiren genç hekimler de pandeminin başka bir yüzü ile karşılaştı. Genç bir hekim online eğitim sürecine geçildiğinde 5. sınıfın sonunda olduğunu belirterek bir ya da iki stajın online verildiğini ancak bu stajlardan yeterli verimi alamadığını aktardı. Süreci bu şekilde geçirmenin kendisinde mesleki anlamda bir tereddüt yaratıp yaratmadığı konusunda ise “Ben sadece bir aylık radyoloji ve bir aylık psikiyatri stajlarımı online aldım. Bu nedenle tereddüt yaşamadım. Ancak dahiliye, genel cerrahi gibi ana stajlarımı online almış olsaydım belki başka türlü düşünebilirdim. Bununla ilgili net bir şey söyleyemiyorum çünkü belki online da olsa o stajlar iyi geçmiştir, bilemiyorum.” cevabını verdi. Pandemi sürecinin intörnlük dönemini etkilemediği belirten genç hekim tam kapanma sürecinde verilen idari izin dışında bu sürecin başından sonuna kadar hastanede bulunduğunu kaydetti. “Pandeminin doğrudan etkilerini görmesek de dolaylı etkilerini gördük.” diyen genç hekim yaşadıkları sorunları şu şekilde aktardı: “Pandemi hastane ortamında huzurumuzu büyük oranda bozdu. Covid olacak mıyız, bir arkadaş olmuş, bize de bulaşacak mı türünden kaygı yarattı. 2 doz aşıyı olup üzerinden antikor süresi geçene kadar yaklaşık 4-5 ay bu kaygılar ile çalıştık.” 2 aylık acil rotasyonunu çok yoğun geçirdiklerini anlatan genç hekim, acil servisin olağan hasta sayısının pandemide 3- 4 katına çıktığını söyledi. Gelen hastaların büyük çoğunluğunun Covid olması sebebiyle bu dönem genç hekimler de ön safta çalışmak zorunda kaldı. “Çok fazla test yaptık, çok fazla göğüs filmi okuduk.” diyen genç hekim bu durumun Covid tanı ve tedavisinde kendileri için bir artı yarattığını söylese de aynı durumun Covid dışı hastalar için söz konusu olamadığını belirtti. Genç hekim Covid dışı hastaların belki bilerek acil servise başvurmamaları, belki ikinci planda kalmaları sebebiyle diğer hastalıkları görmesi gerekenden daha az gördüğünü kaydetti. Bunun yanında gelen hastaların büyük çoğunluğunun salgının toplum psikolojisine verdiği zararlardan kaynaklı olarak intörn hekimlerin aynı muayene odasında olmalarını istemediklerini aktardı