Sağlık Turizmi Piyasası Kurumsallaşırken: USHAŞ

Paylaş:

 Kansu Yıldırım 

AKP iktidarı döneminde öne çıkan alanlardan birisi sağlık turizmi oldu. Hem turizm hem de sağlık sektörlerinin sentezinden oluşan sağlık turizminin sıcak para ve döviz kaynağı olarak görülmesi, aynı zamanda, yerli şirketlerin büyümesi için fırsatlar sunması, sektörün cazibesini artırdı. Sağlık turizmi ile kamu ve özel sağlık sektörünün hasta(müşteri) portföyünün büyümesi, yurtdışı hasta (müşteri) potansiyelinin genişlemesi hedeflendi.

Bu doğrultuda, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde “Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.” (USHAŞ) kurulması planlandı. Küresel sağlık turizmi pazarına devlet bünyesinde kurumsal bir müdahale amacıyla kurulan USHAŞ için İş Yasası’ndan muaf serbest bölgeler kurulacağına yer verildi. İlgili maddeye göre “ülkenin sağlık alanında bölgesel bir cazibe merkezi haline getirilmesi”, “yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji girişinin hızlandırılması amacıyla Serbest Bölgeler Kanunu hükümleri çerçevesinde, sağlık serbest bölgelerinin kurulması” belirtildi.

Sağlık turizmindeki kurumsallaşma sürecini küresel piyasalarla uyumlu hale getirmek ve tek bir idari merkezden yönetmek amacıyla “Askerlik Kanunu İle Diğer Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 19’uncu maddesi ile Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak USHAŞ kuruldu.

10 milyon TL sermaye ile kurulan USHAŞ, “uluslararası sağlık hizmetleri alanında ülkemizde sunulan hizmetlerin tanıtımını yapmak”, “kamu ve özel sektörün sağlık turizmine yönelik faaliyetlerini desteklemek ve koordine etmek”, “uluslararası sağlık hizmetlerine ilişkin politika ve stratejiler ile hizmet sunum standartları ve akreditasyon kriterleri konusunda Bakanlığa önerilerde bulunmak” gibi görevlerle donatıldı. USHAŞ aracılığıyla Türkiye’deki şehir hastaneleri ve üniversite hastanelerinin sağlık turizmine entegrasyonunu hızlandırma amacı taşıdığı öngörülebilir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine göre dizayn edilen kamu mimarisi içinde USHAŞ da buna göre yapılandırıldı. Kanuna göre yurt içinde ve yurt dışında şirket kurması veya bir şirkete %50’den fazla hisseyle ortak olmasına karar verecek merci Cumhurbaşkanı olarak belirlendi.

USHAŞ’ın doğrudan Saray’a bağlanması dışında tartışmaya açık diğer yönü de şeffaflık boyutu oldu. Kanuna göre USHAŞ’ın ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve 18/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olmadığına dair madde bulunuyor.

Personel rejimi açısından USHAŞ’ta İş Kanununa tabi personel istihdam edilmesi ile sözleşmeli ve/veya geçici personel çalıştırılması düşünülüyor. 150 personelin çalışacağı USHAŞ’ta, Cumhurbaşkanı bu sayıyı dört katına kadar artırmaya yetkilidir. İstihdam edilecek personele ödenecek ücret ile diğer tüm mali ve sosyal hakların aylık ortalaması Cumhurbaşkanınca şirket için belirlenecek üst sınırı aşamaz.

USHAŞ daha önce kalkınma ve stratejik planlar ile mevzuatla amaçlanan sağlık turizmini kurumsallaştırma girişiminin güncel ve son aşaması olarak tanımlanabilir. 2010 yılından bu yana uluslararası sermayeyi Türkiye’ye çekmek ve sağlık turizmi piyasasına eklemlenmek için yapılan belirli girişimleri özetleyebiliriz:

  1. a) Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 2010 yılında Sağlık Turizm Birimi kuruldu. Birim, 2011 yılında Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü adıyla Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğüne devredildi.
  2. b) 2011 yılında 663 sayılı KHK gereği Sağlık Bakanlığı’ndaki yeniden yapılanma kapsamında, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesine Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı olarak yapılandırıldı.
  3. c) 2015 yılında 2015/3 Genelge ile “Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu (SATURK)” kuruldu. SATURK’un kuruluşunda “gelişmiş ülkelerde tedavilerin çok pahalı olması, bekleme sürelerinin uzunluğu, sosyal güvenlik kurumunun tedavi masraflarını karşılamaması; az gelişmiş ülkelerde tesis ve imkanların yetersizliği nedeniyle hastaların düşük maliyetli ve kaliteli sağlık hizmeti arayışının ülkeler arasına uzanması” gerekçe gösterilecek, sağlık turizmi pazarında Türkiye’nin pozisyonuna dikkat çekildi.

Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan iki ayrı stratejik planın “hedef” ve “amaç” başlıkları altında sağlık turizmine özel bir alan açıldı:

  1. a) 2010-2014 Stratejik Plan’ında sağlık hizmeti sunumunda “Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek” ifadesi yer aldı ve bu kapsamda sektör ve sivil toplum kuruluşlarının sağlık turizmi alanında işbirliği yapılması, sağlık turizmini yürüten ve yürütecek tesislere ait kriterlerin belirlenmesi ve denetlenmesi, medikal turizm, termal-kaplıca turizmine sahip bölgelerde kamu-özel sektörün yurtdışı sağlık turizmi çalışmalarına destek olunması, hasta kabulünde ve tedavi sırasında yaşanan sorunların en aza indirilmesi için çalışmalara devam edilmesi gerektiği belirtildi.
  2. b) 2013-2017 Stratejik Plan’ında ise, sağlık turizmi “Stratejik Hedef” başlığı altında “Türkiye’de sağlık turizmini güçlendirmek” şeklinde vurgulandı ve “Stratejik Amaç” başlığında sağlık sisteminin ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına yardımcı olması gerektiğinin üzerinde duruldu. Bu açıdan “sistemin finansal sürdürülebilirliğine”, “inovasyonun teşvik edilmesine”, “sağlık sektörünün ekonomiye katkısına ve sağlık turizminin güçlendirilmesi” gerektiğine yer verildi.

 

Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin 2017 yılı içerisinde ilan edilen ikinci fazında sağlık turizmi yine önemli bir başlıktır. USHAŞ da bu bağlama yerleştirilebilir. İlgili birim raporlarında sağlık turizminin geliştirilmesi ve sektörün teşvik edilmesi suretiyle hasta(müşteri) portföyünün genişletilmesi üzerinde önemle duruluyor. Sektöre ilişkin planlarda 2023 yılı için 2 milyon hasta(müşteri) sayısı hedeflenmektedir.

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı’nın 2012 yılında yayımladığı Faaliyet Raporu’nda 2023 yılı hedefi olarak 2 milyon yabancı hastanın gelmesi ve 20 milyar dolar gelir elde edilmesi belirtildi. Aynı raporda 2008 yılında 74.093, 2009 yılında 91.961, 2010 yılında 109.678, 2011 yılında 156.176 ve 2012 yılında 210.000 yabancı hastanın tedavi gördüğü yer aldı.