Turhan Temuçin güle güle...*

Dr. Ata Soyer’in kendisi gibi hekim örgütlenmesi ve Ankara Tabip Odası tarihinde önemli bir yeri olan Dr. Turhan Temuçin’in ardından yazdığı yazıyı yeniden yayımlayarak her iki hekimi de bir kez daha saygıyla anıyoruz…

Dr. Ata Soyer

Turhan Temuçin yaşamını yitirdi geçtiğimiz günlerde. TTB tarihi içinde, özel olarak Ankara Tabip Odası (ATO) tarihinde çok özel bir insandı, Turhan Temuçin.

1971'de ATO yönetimine se­çildiğinde, 1953'ten o güne ka­dar daha çok hastane başhe­kimlerinin, üniversite dekan­larının, bakanlık yöneticilerinin yönetimde olduğu meslek ör­gütümüz, ilk kez solcu “sıra­dan” hekimlerin yönetimiyle tanışmıştı. Bu açıdan ülkemiz siyasi tarihinde tabip odalarının soldan katkısı, bu tarihle bir­likte önemli hale gelmiştir.

1953-71 arasında ATO yö­netimleri, bakanlıkla iyi ilişki içinde bir devlet kurumu nite­liğindeydi. Kendisi de o zaman bir asistan olan Turhan Temu­çin, yine kendisi gibi asistan­ları, özellikle devlet hastanesi asistanlarını örgütleyerek yö­netimi ele geçirmişti. Bu ya­nıyla da 1971 seçimleri aşağı­daki hekimlerle (asistanlar), yukarıdaki hekimler (hocalar, yöneticiler) arasındaki bir mü­cadeleye sahne olmuştu.

Kendisinden önceki örgütsel yapının bir devlet kurumu ni­teliğinde olması nedeniyle, in­sanların uğramadığı bir oda söz konusuydu. Odanın bir dev­let kurumundan, bir demokra­tik kitle örgütüne dönüşümü de Turhan Temuçin’in başkan olduğu dönemde başlamıştır. Bu dönüşümde, asistanların sorunlarına sahip çıkarak, on­ların örgüte sahip çıkmasını sağlama girişimlerinin etkisi vardı. O dönemde 50 kadar asistana ucuz araba alınması konusunda otomobil fabrika­sıyla anlaşılmasını bu girişimler kapsamında ifade etmişti.

Asistan olmasına karşın dö­nemin sağlık bakanlarıyla iyi ilişkiler kurma yeteneğine sa­hipti, Turhan Temuçin. Ya da başka bir ifadeyle söylersek, o zamanın yöneticileri daha “du­yarlıydı”. Tüm hekimlerin üye olma zorunluluğu olmasına karşın, aidatların çok düşük olması ve ciddi bir aidat top­lama sisteminin olmaması, oda­ları mali bir kriz içinde bırak­mıştı. Turhan Temuçin baş­kanlığındaki oda, bu mali prob­lemi aşmak için, dönemin Sağ­lık Bakanı Kemal Demir’i yar­dım konusunda ikna etmişti. Kemal Demir, ATO’ya 50 bin TL yardım çıkarmıştı. 1971 darbe hükümetinde yer alma­sına karşın Türkan Akyol da, ATO ile iyi ilişkiler içindeydi.

O dönem ATO’nun en önemli mücadele alanlarından biri, in­san haklarıydı. Gerek adı iş­kenceye karışmış hekimlerin soruşturulması ve cezalandı­rılması, gerekse işkence gören insanlara sahip çıkılması, on­lara rapor verilmesi, ilk kez bu dönemde gerçekleşmiştir. Mamak Cezaevinde tutuklulara işkence yaptığı iddiasıyla, as­keri hekim Metin Denli’ye ATO, bu dönemde ceza vermiştir. Türkiye tarihinde bir ilktir!

Yine o dönemde hekimlerin deontolojiye uymaları yönünde çabalar, eğitim toplantıları da gerçekleştirilmiştir. 1971 dö­neminin baskıcı ortamına karşı diğer demokratik kitle örgütleri (AYÖD, TMMOB, TÜM-DER, TÜTED, TÜMAS, TÜS-DER, TÖB-DER…) ile birlikte hareket etme geleneği de, o dönemde başlamıştır.

Kendi döneminde maddi ne­denlerle düzenli bir oda yayını çıkarılamamasına karşın, ba­sınla ilişkileri çok iyiydi, Tur­han Temuçin’in ve çok iyi bir yazardı. Tıbbiyeden çıkan iyi gazetecilerdendi, tıpkı İhsan Ünlüer, Sırrı Akıncı, Selçuk Erez, Erdal Atabek vb gibi. Çok az sözle, çok şey anlatma ye­teneğine sahipti. Bu özelliğiyle bizim Osman (Öztürk) ve Zeki (Gül) onun geleneğini halen temsil ediyor diyebiliriz.

1975’te önce Ergin Atasü, sonra Hamdi Öğüş başkanlığında ATO yönetimleri oluştu. 1975 ile birlikte 1978’de TTB’nin merkezi yayını Toplum ve Hekim çıkana kadar ATO Bülten adıyla düzenli bir yayın organı çıkarıldı. Turhan Temuçin, bu derginin 1977’ye kadar düzenli yazarlarındandı.

Sonra Numune Hastanesinde ve Sağlık Bakanlığındaki yöneticilik yılları. Bakanlıktaki faşist kadrolaşmaya karşı mücadele ve faşistlerin bombalı saldırıları... Bu dönemin ayrıntılarına vakıf değilim. Sonra 1985 sonbaharında Ankara’ya taşınan TTB Merkez Konseyi’nin Mithatpaşa Caddesindeki binasında, “ATO’yu sağcıların elinden nasıl alırız toplantıları”. 1986’da ATO’nun tekrar solun eline geçişindeki çabaları...

41 yıl önce, Tabip Odalarında solun ağırlığının ilk başladığı dönemin mimarlarından biri olan Turhan Temuçin’i kaybet­tik. Örgütümüze düşen, yani ATO’ya düşen, tarihimizin bu değerli sayfalarını, geleceğe ışık tutacak şekilde belgelen­dirmesi ve yeni kuşaklarla bu­luşturmasıdır. 41 yıl önceki dönüm noktasının, en önemli neferi Turhan abi güle güle...

*BirGün/ 2012