TUS, TUS, TUS

Paylaş:

Dr. Gülriz Erişgen

Hekim Postası Yayın Kurulu Üyesi

Tıpta uzmanlık sınavı (TUS) her aşamasında genç hekimlerin kabusu olmaya devam ediyor.  Tıp eğitimi süresince yeterlik kazanamama endişesi, birinci basamakta çalışmanın zorlukları, belirsizlikleri genç hekimleri uzmanlığa ve TUS’a mecbur bırakıyor. TUS bir seçme sınavı, çoktan seçmeli bir sınav ve bu hali ile eğitim müfredatına uymuyor. Öğrenciler tıpkı ilköğretimde, lisede olduğu gibi hazırlık kurslarına gitmek zorunda hissediyor. Fakültenin giderek daha erken sınıflarından itibaren adaylar TUS dershanelerine gidiyorlar. Tıp eğitiminin olmazsa olmazı beceri eğitimleri, uygulamalar ihmal edilirken dershane güdümünde eski sorular, çok sorulan konular, strateji belirlemeler ile geçiyor eğitim süresi.

Sınava girdikten sonra da sıkıntı bitmiyor. TUS’un açıklanması da ayrı bir sorun. Sınava giren adayların çalışacağı yeri, alanı, yaşayacağı yeri etkileyecek olan sonuçların açıklanmasında gecikme özel yaşamda sıkıntılara yol açtığı gibi sınava güveni de sarsıyor. Bu düzensizlik eğitimi verecek kliniklerin de programını bozuyor.

ÖSYM bu gecikmeleri açılan davaların sonuçlanmamasına bağlamaktadır. Sonuç açıklandıktan sonra sonuçlanacak davalarla yeniden yerleştirmelerin sıkıntı yarattığı söylenmektedir. Uzmanlık eğitiminin birinci, ikinci yılında aslında “belki de daha çok istediğiniz” bir yerde olmayı hak ettiğinizin ortaya çıkması tabi ki büyük sorundur. Bazen şehir değiştirerek, çoluğunuzu çocuğunuzu taşıyarak başladığınız, alıştığınız, emek verdiğiniz eğitime devam etmek mi, daha çok istediğiniz eğitime mi başlamak? Yanıtı zor sorular…

2014 yılında İdari Yargılama Usulü Kanununda merkezi ve ortak sınavlara yönelik yapılan düzenleme ile bu sınavlara itiraz davalarının 30-40 günde sonuçlandırılması beklenmektedir. Ancak uygulamanın bu şekilde olmadığı, sürenin uzadığı anlaşılmaktadır. Sonucun açıklanması için davaların sonuçlanması beklendiği için de sınavın açıklanması gecikmektedir.

Sınav sonucunu açıklamak için davaların sonuçlanmasını beklemek aslında ÖSYM’nin de sınava güveni olmadığını göstermektedir. Sınavın hazırlanma aşamasında yanlış sorulara yer verilmesini önlemek için düzenlemeler yapmak mutlaka gerekmektedir. Bu sınavın kaderini TUS dershanelerine bırakan her tür olumsuzluk giderilmelidir. Bu sorumluluk yalnız ÖSYM’ye yüklenemez. Tıp fakülteleri, tıp eğitimcileri, Sağlık Bakanlığı, Türk Tabipler Birliği (TTB), uzmanlık derneklerinin katıldığı bir çözüme ihtiyaç olduğu açıktır.

Türk Tabipler Birliği, yazılı ve sözlü birçok kez soru itirazlarının uzmanlık dernekleri ve bilirkişi görüşleri alınarak hızla değerlendirilmesini, gerek görülen soruları iptal ederek sonuçların açıklanmasını önermiştir.  TTB bu konuda kolaylaştırıcı rol oynayabileceğini de belirtmiştir. Yukarıda belirttiğim gibi sorunun kökten çözümü tüm bileşenlerle birlikte TUS’un içerik ve nitelik olarak gözden geçirilip düzenlemeler yapılmasıdır. Ancak TTB’nin önerisi de kısa vadede sınava ve kuruma güveni artırıp adayların mağduriyetini de giderecektir.