Verem Eğitim ve Propaganda Haftası
Dr. Muharrem Baytemür
ATO Genel Sekreteri
“Verem Eğitim ve Propaganda Haftası”, 1947 yılından itibaren her yıl, Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan haftada kutlanır.
Cumhuriyet’in kuruluşuyla, çak yaygın görülen, özellikle yoksul insanları oldukça fazla etkileyen, öldüren verem, sıtma, frengi gibi bulaşıcı hastalıklarla yoğun bir mücadeleye girişilmiştir. Bu mücadelede oldukça yol kat edilmiştir.
Sağlık Bakanlığı Tüberküloz Daire Başkanlığı’nın 2018 yılı verilerine göre ülkemizde tüberküloz toplam olgu sayısı (akciğer ve akciğer dışı) 11.786’dır. Ülke genelinde tüberküloz tanısı koyan, takip ve tedavilerini yapan Verem Savaş Dispanseri sayısı ise 173 adettir.
Aralık 2019’da ilk olarak Çin’de ortaya çıkan, ülkemizde de Mart 2020 tarihinde ilk olgunun ortaya çıkmasıyla başlayan Covid-19 pandemisi tüm dünyada gözlendiği gibi ülkemizde de tüberküloz hizmetlerinde olumsuz etkilere yol açmıştır. Başvuruların azalması, pandeminin öncelikli sağlık sorunu haline gelmesi, tüberküloz hizmetlerinde çalışan sağlık personelinin geçici olarak pandemi hizmetlerinde görevlendirilmesi gibi nedenlerle tüberküloz tanı, tedavi ve izlemlerinde 2020 yılından itibaren azalma yaşanmaya başlanmıştır.
Tanı konmuş toplam tüberküloz olgu sayısının 561 tanesinin bulunduğu Ankara’da dispanser sayısı 5’dir. Bunların iki tanesi Yenimahalle ve Mamak’ta, diğer üçü ise eski Numune Hastanesi karşısında bulunan Dernek binasında bir aradadır. Diğer merkez ve perifer ilçelerde daha önce var olan dispanserler kapatılmış ya da taşınmıştır. Hasta ulaşımının oldukça zor olduğu bu durum, pandemi sonrası, Dünya Sağlık Örgütü’nün de dikkat çektiği olgu patlaması sonrası Ankara için ciddi sıkıntı oluşturacaktır.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan hekim ve diğer sağlık çalışanlarının en düşük ücret aldığı yerlerden biri dispanserlerdir. Sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilen tüberküloz hastalarıyla ilgilenen dispanser çalışanlarının herhangi bir ek ödemesi de yoktur. Bu nedenle birçok dispanser çalışanı emekliliğe ve istifaya mecbur bırakılmıştır. Ankara’da bulunan dispanserler sınırlı, asgari düzeyde personelle hizmet vermeye çalışmakta, izine ayrılan, raporlu olan çalışanların yeri doldurulamamaktadır.
Bunun yanı sıra uzun yıllar verem hastalığının tanısında oldukça önemli yeri olan Nusret Karasu Göğüs Hastalıkları Hastanesi, yıllardır verdiği kamusal hizmet göz ardı edilerek özel hastane statüsünde değerlendirilmiş ve Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatı iptal edilerek kapatılmıştır. Bağlı olduğu Ankara Verem Savaş Derneği’ne kayyum atanmış, hastanede çalışırken işlerinden edilen 50 çalışan tazminatlarını alamamış, daha düşük tazminatlar önerilmiş ve avukatlar aracılığıyla haklarını aramaya zorunlu bırakılmışlardır. Gerek hastanenin statüsü gerekse çalışanların durumu bir an önce Sağlık Bakanlığı tarafından çözüme kavuşturulmalıdır.
Bütün bu olumsuz koşullarda, özveriyle tüberküloz hastalarına hizmet veren, tanısal ve koruyucu tetkik ve tedavileri uygulayan, bunun yanında okullar başta olmak üzere eğitimler veren Verem Savaş Dispanseri çalışanlarının özlük hakları iyileştirilmeli, personel açıkları giderilmeli, pandemi süreci nedeniyle olgularda artış olacağı tahmin edilen önümüzdeki dönem dikkate alınarak planlama yapılmalı, ilçelere yeni dispanserler açılmalı ve kapatılan Nusret Karasu Hastanesi için Bakanlık gerekli adımları atmalıdır.